Veda Haccı

Stok Kodu:
9786059555111
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
173
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2017-08
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Orijinal Adı:
Haccetü’l-vedâ
%25 indirimli
130,00TL
97,50TL
Taksitli fiyat: 9 x 11,92TL
Temin süresi 2-5 gündür.
9786059555111
1066783
Veda Haccı
Veda Haccı
97.50

Ebû Bekir ikindi namazını kıldı. Sonra Ali ile biraz yürüdü. Hasan'ın çocuklarla oynadığını gördü. Hasan'ı omzuna kaldırarak:

– Kurban olduğum, tıpkı Peygambere benziyorsun; Ali'ye ise benzemiyorsun, dedi.

Ali gülüyordu. Hasan'ı kim görse, dedesine benzetirdi. Hatta Hasan, babasına seslenirken: “Ebü'l-Hasan!” diye seslenirdi. Hüseyin de babasına aynı şekilde hitap ederdi. Allah Rasûlü'ne (s.a.v) ise: “Babacığım!” diye hitap ederlerdi.

Hasan, oyununu bitirdikten sonra mescide gitti. Allah Rasûlü (s.a.v) mescidde ashabıyla sohbet ediyordu. Hasan'ı görünce, yüzü ay parçası gibi parladı. Kollarını açtı. Hasan kucağına atladı. Onu öpüp okşayan Allah Rasûlü (s.a.v):

– Allah'ım, ben onu seviyorum. Sen de sev, diye dua etti.

Allah Rasûlü (s.a.v) Hasan'ı da yanına alarak mescidden ayrıldı. Kızı Fatımatü'z-Zehra'nın evine gitti. Yüzü mütebessimdi. Kalbi sevgiyle doluydu. Fatımatü'z-Zehra ona, geride hüzünlü kalpler bırakarak dünyadan göçen sevdiklerini; Hatice'yi, Zeyneb'i, Rukiye'yi ve Ümmü Gülsüm'ü hatırlatıyordu.

Rasûl-i Ekrem (s.a.v) eğilerek Fatıma'nın kızı Zeynep'i öptü. Küçük Zeynep, ölen teyzesinin ismini taşıyordu. Rasûl-i Ekrem (s.a.v) onu görünce, içinde kaynayan sevinç ve keder, şefkat ve merhamet duygularını tutamadı. Küçük Zeynep'i ve Ümmü Gülsüm'ü her gördüğünde dudaklarına yansıyan tebessüm, gözyaşlarına karışırdı. Kendisini ölüme ve ölüm sonrasına hazırlayan bir peygamber olsa da sonuçta o da bir insandı.

Ebû Bekir ikindi namazını kıldı. Sonra Ali ile biraz yürüdü. Hasan'ın çocuklarla oynadığını gördü. Hasan'ı omzuna kaldırarak:

– Kurban olduğum, tıpkı Peygambere benziyorsun; Ali'ye ise benzemiyorsun, dedi.

Ali gülüyordu. Hasan'ı kim görse, dedesine benzetirdi. Hatta Hasan, babasına seslenirken: “Ebü'l-Hasan!” diye seslenirdi. Hüseyin de babasına aynı şekilde hitap ederdi. Allah Rasûlü'ne (s.a.v) ise: “Babacığım!” diye hitap ederlerdi.

Hasan, oyununu bitirdikten sonra mescide gitti. Allah Rasûlü (s.a.v) mescidde ashabıyla sohbet ediyordu. Hasan'ı görünce, yüzü ay parçası gibi parladı. Kollarını açtı. Hasan kucağına atladı. Onu öpüp okşayan Allah Rasûlü (s.a.v):

– Allah'ım, ben onu seviyorum. Sen de sev, diye dua etti.

Allah Rasûlü (s.a.v) Hasan'ı da yanına alarak mescidden ayrıldı. Kızı Fatımatü'z-Zehra'nın evine gitti. Yüzü mütebessimdi. Kalbi sevgiyle doluydu. Fatımatü'z-Zehra ona, geride hüzünlü kalpler bırakarak dünyadan göçen sevdiklerini; Hatice'yi, Zeyneb'i, Rukiye'yi ve Ümmü Gülsüm'ü hatırlatıyordu.

Rasûl-i Ekrem (s.a.v) eğilerek Fatıma'nın kızı Zeynep'i öptü. Küçük Zeynep, ölen teyzesinin ismini taşıyordu. Rasûl-i Ekrem (s.a.v) onu görünce, içinde kaynayan sevinç ve keder, şefkat ve merhamet duygularını tutamadı. Küçük Zeynep'i ve Ümmü Gülsüm'ü her gördüğünde dudaklarına yansıyan tebessüm, gözyaşlarına karışırdı. Kendisini ölüme ve ölüm sonrasına hazırlayan bir peygamber olsa da sonuçta o da bir insandı.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat