Yeni Dünya diye tabir edilen toprakların Hispanik tarafıyla, üç kıtaya yayılmış Osmanlı dünyasının tanışma öyküsünü bir günlük sayesinde okuyacağız.
Bu günlük o ilk ziyareti gerçekleştiren Venezuelalı General Fransisco de Miranda'nın Türkiye günlerini kapsayan sayfalardan oluşuyor. Miranda'nın 1786 yılında İstanbul'a gelişinin amacı Misissipi Nehri'nden Ümit Burnu'na kadar uzanan toprakları İspanyol hegemonyasından kurtarmak ve böylece tek ve özgür bir Amerika oluşturmak gibi büyük bir fikire dayanıyordu. Bunun için dönemin en güçlü devletlerinden olan Osmanlı Devleti'nin işleyişini tanımak ve bunu Latin Amerika'da uygulayabilmek hayaliyle bir geziye çıkar. Latin Amerika bağımsızlık mücadelesinin tarihinde adı Simon Bolivar'la birlikte anılan Miranda, bu özlemini sonuçlandırabilmek için deneyimine güvendiği Osmanlı'dan asker ve techizat talebinde bulunmayı planlamaktaydı. Miranda bu askerî görevi esnasında, daha genç bir subayken tutmaya başladığı seyahat günlüğünü sürdürmüş ve tarihe 6 haftalık bu seyahatin bir anlatısını bırakmıştır. Yer yer insan hikayeleriyle edebi nitelikler kazanan bu günlükte, başta İzmir ve İstanbul olmak üzere ziyaret ettiği Osmanlı topraklarındaki sosyal ve kültürel hayatı aktarmış, ayrıca ülkenin ekonomisi hakkında, elde ettiği veriler ve yorumlarla, analizler yapmıştır. Onun, dönemin Osmanlı ordusu, silahları ve savunma gücüne ilişkin kaleme aldıkları da önemli bir kaynak olarak değerlendirilmeli.
Mehmet Necati Kutlu'nun, Miranda'nın Colembeia adını taşıyan geniş arşivinden yaptığı bu çalışmanın Osmanlı-Latin Amerika ilişkileri tarihine ışık tutucu bir yönü olduğu kadar tarihimizin bir dönemini aydınlatıcı niteliği olduğu da açıktır.
Yeni Dünya diye tabir edilen toprakların Hispanik tarafıyla, üç kıtaya yayılmış Osmanlı dünyasının tanışma öyküsünü bir günlük sayesinde okuyacağız.
Bu günlük o ilk ziyareti gerçekleştiren Venezuelalı General Fransisco de Miranda'nın Türkiye günlerini kapsayan sayfalardan oluşuyor. Miranda'nın 1786 yılında İstanbul'a gelişinin amacı Misissipi Nehri'nden Ümit Burnu'na kadar uzanan toprakları İspanyol hegemonyasından kurtarmak ve böylece tek ve özgür bir Amerika oluşturmak gibi büyük bir fikire dayanıyordu. Bunun için dönemin en güçlü devletlerinden olan Osmanlı Devleti'nin işleyişini tanımak ve bunu Latin Amerika'da uygulayabilmek hayaliyle bir geziye çıkar. Latin Amerika bağımsızlık mücadelesinin tarihinde adı Simon Bolivar'la birlikte anılan Miranda, bu özlemini sonuçlandırabilmek için deneyimine güvendiği Osmanlı'dan asker ve techizat talebinde bulunmayı planlamaktaydı. Miranda bu askerî görevi esnasında, daha genç bir subayken tutmaya başladığı seyahat günlüğünü sürdürmüş ve tarihe 6 haftalık bu seyahatin bir anlatısını bırakmıştır. Yer yer insan hikayeleriyle edebi nitelikler kazanan bu günlükte, başta İzmir ve İstanbul olmak üzere ziyaret ettiği Osmanlı topraklarındaki sosyal ve kültürel hayatı aktarmış, ayrıca ülkenin ekonomisi hakkında, elde ettiği veriler ve yorumlarla, analizler yapmıştır. Onun, dönemin Osmanlı ordusu, silahları ve savunma gücüne ilişkin kaleme aldıkları da önemli bir kaynak olarak değerlendirilmeli.
Mehmet Necati Kutlu'nun, Miranda'nın Colembeia adını taşıyan geniş arşivinden yaptığı bu çalışmanın Osmanlı-Latin Amerika ilişkileri tarihine ışık tutucu bir yönü olduğu kadar tarihimizin bir dönemini aydınlatıcı niteliği olduğu da açıktır.