Alfred Hitchcock’un “Vertigo” filminden ve aynı zamanda sinemada kullanılan bir teknik olan “Vertigo Efekti”nden adını alan çalışmamız, sanal çağın hızına kapılıp kaybolan insanlığın yaşadığı baş dönmesinin izlerini aramaktadır. Vertigo Etkisi, sanal bir dünyaya evrildiğimiz içinde bulunduğumuz zamanda sadece sinemayı ilgilendiren bir durum değildir. Çünkü insanın dokunduğu her alanda bu karşı konulamaz etkiyi görmek mümkün. Ancak kimin ne kadar bu etkinin farkında olduğu elbette değişkenlik gösterir ve bu baş döndürücü Vertigo Etkisi, her yönüyle analiz edilmesi gereken bir problemdir. Problem ne kadar net bir şekilde resmedilirse çözüme de o kadar yakın oluruz. Özellikle sinemanın görsel kabiliyeti bu baş döndürücü etkiyi anlamamız için önemli araçlardan biridir.
Vertigo Etkisi’nin en önemli yönünü sinema oluşturmaktadır ve bu çalışmanın görünürdeki tartışma konusu sinemadır. Fakat kitaptaki tüm tartışmaların asıl aktörü temelde insanın kendisidir. Bu nedenle sinemanın toplumsal etkisi ile beraber, görünmeyen diğer etkenlerin bireyin düşüncelerinde ve davranışlarında meydana getirdiği dönüşümler çalışmamızdaki birçok yazıda tartışılmıştır. Biz de bu bağlamda aşağıdaki soruları cevaplamaya çalıştık.
Sinema, ne değildir?
Sinema bize ne söyler?
Sinema neden kültür endüstrisinin en güçlü aktörüdür?
Sinema, neden en güçlü kültür taşıma ve aktarma aracıdır?
Sinema toplumsal bir aktör olarak nasıl kullanılır?
Tüketim toplumunun tüketicisi sinemada nasıl görünür?
Sinema bir sanat mı bir tasarım aracı mı?
İnsanın arayışında sinema nerede duruyor?
Sinemanın dili nasıl anlaşılmalıdır?
Gerçeklik ile kurgu nasıl yer değiştirdi?
Beyaz Perde gerçekten beyaz mı?
Hollywood’un birçok farklı amaçla kullanılan proje alanı olduğunu kaç kişi bilir?
Film, sadece film midir?
Bir film nasıl okunmalıdır?
Filmlerdeki alt metinler bize ne söyler?
Neden herkes bir film veya ekran tiplemesine dönüştü?
İdeolojiler filmlerde nasıl görünür, nasıl betimlenir?
Tüm bu soruların cevapları ve daha fazlası Vertigo Etkisi kitabında…
Alfred Hitchcock’un “Vertigo” filminden ve aynı zamanda sinemada kullanılan bir teknik olan “Vertigo Efekti”nden adını alan çalışmamız, sanal çağın hızına kapılıp kaybolan insanlığın yaşadığı baş dönmesinin izlerini aramaktadır. Vertigo Etkisi, sanal bir dünyaya evrildiğimiz içinde bulunduğumuz zamanda sadece sinemayı ilgilendiren bir durum değildir. Çünkü insanın dokunduğu her alanda bu karşı konulamaz etkiyi görmek mümkün. Ancak kimin ne kadar bu etkinin farkında olduğu elbette değişkenlik gösterir ve bu baş döndürücü Vertigo Etkisi, her yönüyle analiz edilmesi gereken bir problemdir. Problem ne kadar net bir şekilde resmedilirse çözüme de o kadar yakın oluruz. Özellikle sinemanın görsel kabiliyeti bu baş döndürücü etkiyi anlamamız için önemli araçlardan biridir.
Vertigo Etkisi’nin en önemli yönünü sinema oluşturmaktadır ve bu çalışmanın görünürdeki tartışma konusu sinemadır. Fakat kitaptaki tüm tartışmaların asıl aktörü temelde insanın kendisidir. Bu nedenle sinemanın toplumsal etkisi ile beraber, görünmeyen diğer etkenlerin bireyin düşüncelerinde ve davranışlarında meydana getirdiği dönüşümler çalışmamızdaki birçok yazıda tartışılmıştır. Biz de bu bağlamda aşağıdaki soruları cevaplamaya çalıştık.
Sinema, ne değildir?
Sinema bize ne söyler?
Sinema neden kültür endüstrisinin en güçlü aktörüdür?
Sinema, neden en güçlü kültür taşıma ve aktarma aracıdır?
Sinema toplumsal bir aktör olarak nasıl kullanılır?
Tüketim toplumunun tüketicisi sinemada nasıl görünür?
Sinema bir sanat mı bir tasarım aracı mı?
İnsanın arayışında sinema nerede duruyor?
Sinemanın dili nasıl anlaşılmalıdır?
Gerçeklik ile kurgu nasıl yer değiştirdi?
Beyaz Perde gerçekten beyaz mı?
Hollywood’un birçok farklı amaçla kullanılan proje alanı olduğunu kaç kişi bilir?
Film, sadece film midir?
Bir film nasıl okunmalıdır?
Filmlerdeki alt metinler bize ne söyler?
Neden herkes bir film veya ekran tiplemesine dönüştü?
İdeolojiler filmlerde nasıl görünür, nasıl betimlenir?
Tüm bu soruların cevapları ve daha fazlası Vertigo Etkisi kitabında…