Vücudun Fenomenolojisi: Husserl, Sartre ve Merleau-Ponty

Stok Kodu:
9786254067440
Boyut:
13.5x21.5
Sayfa Sayısı:
474
Baskı:
3
Basım Tarihi:
2024-09
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
%15 indirimli
280,00TL
238,00TL
Taksitli fiyat: 9 x 29,09TL
Temin süresi 2-5 gündür.
9786254067440
1203414
Vücudun Fenomenolojisi: Husserl, Sartre ve Merleau-Ponty
Vücudun Fenomenolojisi: Husserl, Sartre ve Merleau-Ponty
238.00

Vücudumuz dünya içindeki varlığımızdır; bir dünyamızın olduğunu iddia edebiliyorsak eğer bunun sebebi, ona yalnızca vücudumuzla katılmamızdır. Nerede bilinç sahibi bir insandan söz ediliyorsa orada bu bilincin vücut bulduğu bir varlıktan söz etme zorunluluğu vardır. Vücut, bireysel varoluşumuzun kaynağı olduğu kadar sosyal bir hayata sahip oluşumuzun da temelindedir. Bu anlamda vücut, tarihsel ve kültürel bir fenomendir zira her şeyden önce bizi başkasının görebildiği bir varlık hâline getirerek ortak bir yaşam dünyasına bağlayan şey vücutlar arası varlığımızdır. Gerçekte vücudumuza ilişkin kavrayışımız, varlığa ilişkin kavrayışımızın bir arketipidir. Vücudumuzu var edişimiz, dünyayı var edişimizi belirler. O, herhangi bir şey gibi karşımızda durmaz, yaşadığımız bu kanlı canlı vücut, “ben” denilen varlıktan başka bir şey değildir. O bir nesne değil, aksine tam da özne oluşumuzun yegâne koşuludur. Vücudumuz ve kendimiz arasında herhangi bir mesafenin varlığını düşünmek olanaksızdır. Şimdi vakit, öznenin düşünen töze indirgenerek koparıldığı dünyaya yeniden dönme vaktidir. Şeylerin kendilerine geri dönüş çağrısı, dünyaya geri dönüş çağrısıdır ve bunun vücuda geri dönmeksizin gerçekleştirilmesi imkânsızdır. Bu kitap, Husserl, Sartre ve Merleau-Ponty üzerinden kulaklarımızı bu çağrıyı duyabilmek için hazırlayacaktır.

Vücudumuz dünya içindeki varlığımızdır; bir dünyamızın olduğunu iddia edebiliyorsak eğer bunun sebebi, ona yalnızca vücudumuzla katılmamızdır. Nerede bilinç sahibi bir insandan söz ediliyorsa orada bu bilincin vücut bulduğu bir varlıktan söz etme zorunluluğu vardır. Vücut, bireysel varoluşumuzun kaynağı olduğu kadar sosyal bir hayata sahip oluşumuzun da temelindedir. Bu anlamda vücut, tarihsel ve kültürel bir fenomendir zira her şeyden önce bizi başkasının görebildiği bir varlık hâline getirerek ortak bir yaşam dünyasına bağlayan şey vücutlar arası varlığımızdır. Gerçekte vücudumuza ilişkin kavrayışımız, varlığa ilişkin kavrayışımızın bir arketipidir. Vücudumuzu var edişimiz, dünyayı var edişimizi belirler. O, herhangi bir şey gibi karşımızda durmaz, yaşadığımız bu kanlı canlı vücut, “ben” denilen varlıktan başka bir şey değildir. O bir nesne değil, aksine tam da özne oluşumuzun yegâne koşuludur. Vücudumuz ve kendimiz arasında herhangi bir mesafenin varlığını düşünmek olanaksızdır. Şimdi vakit, öznenin düşünen töze indirgenerek koparıldığı dünyaya yeniden dönme vaktidir. Şeylerin kendilerine geri dönüş çağrısı, dünyaya geri dönüş çağrısıdır ve bunun vücuda geri dönmeksizin gerçekleştirilmesi imkânsızdır. Bu kitap, Husserl, Sartre ve Merleau-Ponty üzerinden kulaklarımızı bu çağrıyı duyabilmek için hazırlayacaktır.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat