Türkçe öğretimi, dilin öğrenilmesinde sadece bir araç olmanın ötesine geçerek kültürel bağlamı ve mizahın rolünü de içine almaktadır. Türkçeyi yabancı dil olarak öğrenmek isteyen bireyler göç, eğitim, evlilik, kişisel merak, akademik başarı gibi nedenlerle Türkiye’ye gelerek eğitim görmektedir. Türkçeyi öğrenme ve öğretme sürecinde çeşitli mizahi olaylar yaşanmaktadır. Bu olayların derlenerek yazılı kültüre aktarılması ve orada yaşatılması, mizahi belleğin zenginleşmesine yardımcı olur. “Söz uçar, yazı kalır.” kaidesi gereği yaşanan bu olayların yazıya geçirilmesi onların unutulmasına engel olur. Aynı zamanda sözlü olarak doğan mizah başkalarına aktarıldığı zaman bir anlam kazanır. Bu eserde yabancı dil olarak Türkçe öğretiminde yaşanmış mizahi hikâyeler derlenerek kayıt altına alınmıştır. Söz konusu hikâyeler, mizah ve mizah kuramları bağlamında analiz edilmiştir. Eserde mizah-dil ilişkisi, dilsel yanlışlar, iletişim çatışmaları ve bunların nedenleri üzerine anlam okumaları yapılmıştır.
Türkçe öğretimi, dilin öğrenilmesinde sadece bir araç olmanın ötesine geçerek kültürel bağlamı ve mizahın rolünü de içine almaktadır. Türkçeyi yabancı dil olarak öğrenmek isteyen bireyler göç, eğitim, evlilik, kişisel merak, akademik başarı gibi nedenlerle Türkiye’ye gelerek eğitim görmektedir. Türkçeyi öğrenme ve öğretme sürecinde çeşitli mizahi olaylar yaşanmaktadır. Bu olayların derlenerek yazılı kültüre aktarılması ve orada yaşatılması, mizahi belleğin zenginleşmesine yardımcı olur. “Söz uçar, yazı kalır.” kaidesi gereği yaşanan bu olayların yazıya geçirilmesi onların unutulmasına engel olur. Aynı zamanda sözlü olarak doğan mizah başkalarına aktarıldığı zaman bir anlam kazanır. Bu eserde yabancı dil olarak Türkçe öğretiminde yaşanmış mizahi hikâyeler derlenerek kayıt altına alınmıştır. Söz konusu hikâyeler, mizah ve mizah kuramları bağlamında analiz edilmiştir. Eserde mizah-dil ilişkisi, dilsel yanlışlar, iletişim çatışmaları ve bunların nedenleri üzerine anlam okumaları yapılmıştır.