Muhsin Kızılkaya, “Yağmura şemsiyesiz çıkanlar”da edebiyatın ve sanatın arka sokaklarını, gölgede kalan yanlarını ve ilişkilerini, geçmişin üzerinden bir tüy gibi geçerek günümüzle hemhal kılıyor.
Yazarların, şairlerin, ressamların, mütefekkirlerin hayatlarına dair pek bilinmeyenleri, kıyıda kalan ama günümüzü şekillendiren yola çıkışları, kavgaları, tartışmaları, aşkları, vazgeçişleri, inatçı fikri savunmaları, patikaları, engelleri ustalıkla, bir terzi hassasiyetiyle, birbiriyle güçlü bağlar kurarak okura ulaştırıyor.
Anlatılan, yağmura şemsiyesiz çıkanların, akıntıya karşı duranların, yokuş yola yürüyenlerin, yere un sessizliğiyle düşenlerin, unutulmayı hak etmeyenlerin hikayesidir.
Muhsin Kızılkaya, “Yağmura şemsiyesiz çıkanlar”da edebiyatın ve sanatın arka sokaklarını, gölgede kalan yanlarını ve ilişkilerini, geçmişin üzerinden bir tüy gibi geçerek günümüzle hemhal kılıyor.
Yazarların, şairlerin, ressamların, mütefekkirlerin hayatlarına dair pek bilinmeyenleri, kıyıda kalan ama günümüzü şekillendiren yola çıkışları, kavgaları, tartışmaları, aşkları, vazgeçişleri, inatçı fikri savunmaları, patikaları, engelleri ustalıkla, bir terzi hassasiyetiyle, birbiriyle güçlü bağlar kurarak okura ulaştırıyor.
Anlatılan, yağmura şemsiyesiz çıkanların, akıntıya karşı duranların, yokuş yola yürüyenlerin, yere un sessizliğiyle düşenlerin, unutulmayı hak etmeyenlerin hikayesidir.