Şiir hem yaşadıklarımızdan hem de yaşayamadıklarımızdan ortaya çıkar. Çoğu zaman söz üstatları, bir ömür sözleri elekten geçirerek şiiri inşa eder. Bu anlamda, şairin şiirlerinde; kâh metafizik derinlik, kâh sosyal duyarlılık kâh bireyin iç dünyası ve duygularının benzersiz bir dille anlatıldığına şahit oluruz. Tombaş’ın şiirlerinde, geleneksel motiflerin şiirlerinin ruhunu güçlendirdiğini ve incelttiğini görürüz. Bununla birlikte bazı şiirleri kahramanlığın manifestosu gibidir. Bu açıdan bakarsak bu şiirler bir medeniyeti şahlandırmaya yeter de artar. Onun şiirlerinde dile gelmeyen canlı-cansız varlık yoktur. Güzel şiirler ilhamın ilahi bir sesidir ve insan ruhuna giydirilen en güzel bedendirler.
“Bir vatan isterim ki Türk gibi tek hece,
Bölünmesin, ışıldasın, benzesin güneşe.
İhya olduk, inanmıyor muydun sen mahşere?
Öyle dirilelim ki ölüler de şahlansın!..”
Şiir hem yaşadıklarımızdan hem de yaşayamadıklarımızdan ortaya çıkar. Çoğu zaman söz üstatları, bir ömür sözleri elekten geçirerek şiiri inşa eder. Bu anlamda, şairin şiirlerinde; kâh metafizik derinlik, kâh sosyal duyarlılık kâh bireyin iç dünyası ve duygularının benzersiz bir dille anlatıldığına şahit oluruz. Tombaş’ın şiirlerinde, geleneksel motiflerin şiirlerinin ruhunu güçlendirdiğini ve incelttiğini görürüz. Bununla birlikte bazı şiirleri kahramanlığın manifestosu gibidir. Bu açıdan bakarsak bu şiirler bir medeniyeti şahlandırmaya yeter de artar. Onun şiirlerinde dile gelmeyen canlı-cansız varlık yoktur. Güzel şiirler ilhamın ilahi bir sesidir ve insan ruhuna giydirilen en güzel bedendirler.
“Bir vatan isterim ki Türk gibi tek hece,
Bölünmesin, ışıldasın, benzesin güneşe.
İhya olduk, inanmıyor muydun sen mahşere?
Öyle dirilelim ki ölüler de şahlansın!..”