Umursanmazlıktır yalnızlık... Terk edilmişlik, bırakılmışlık eşliğinde gelir; kimsesizliğin bulunduğu yerdir.
Saygısızlığın sürekli kılınması halidir yalnızlık. Kendine saygısı olanların son direniş durağıdır yalnız kalma ihtiyacı.
Kendine yapılan bir yolculuktur aslında çıkışın anahtarı. Yeni yeni bakış açıları edinmektir, hem bir rehberle hem de kendinin rehberliğinde.
Yalnızlık Terapisi, yazarın yirmi yılı aşkın süredir gerçekleştirdiği terapi süreçlerinden seçilerek oluşturulan iç içe geçmiş ikili bir kurgu barındırıyor. Bir yandan kişinin, kendini keşfetmeye yönelik yaptığı içsel yolculuk deneyimi aktarılıyor, diğer yandan ikili sohbetlerde yaşanan yolculuklar paylaşılıyor.
Paralel gelişen her iki anlatımda da kişi, hayatı boyunca karşılaşacağı sorunlarla yüzleşmeye davet edilirken, yüzleşme sürecinin nasıl yaşanacağı ayrıntılarıyla da betimleniyor. Bir danışmana veya rehbere olan ihtiyaç yadsınamaz. Bununla beraber kişinin, öncelikle kendinin rehberi olabilmeyi öğrenmesi gerektiği savunuluyor.
Farkındalık kazandıran diyaloglarla kişinin, karşısındakini dinlerken kendi iç sesine kulak vermeyi öğrenmesi ve sessizliğini ilk önce kendisine karşı bozabilme cesareti edinmesi örnekleniyor...
Kendi hikâyelerimizden parçalar bulabileceğimiz ve karşı karşıya kaldığımız sorunların çözümü için kendimize ait bir çıkış yolu üretebileceğimiz deneyimler ve rehberlik...
Yalnızlık dokunulmaz değildir... Cüret etmek gerek!
Umursanmazlıktır yalnızlık... Terk edilmişlik, bırakılmışlık eşliğinde gelir; kimsesizliğin bulunduğu yerdir.
Saygısızlığın sürekli kılınması halidir yalnızlık. Kendine saygısı olanların son direniş durağıdır yalnız kalma ihtiyacı.
Kendine yapılan bir yolculuktur aslında çıkışın anahtarı. Yeni yeni bakış açıları edinmektir, hem bir rehberle hem de kendinin rehberliğinde.
Yalnızlık Terapisi, yazarın yirmi yılı aşkın süredir gerçekleştirdiği terapi süreçlerinden seçilerek oluşturulan iç içe geçmiş ikili bir kurgu barındırıyor. Bir yandan kişinin, kendini keşfetmeye yönelik yaptığı içsel yolculuk deneyimi aktarılıyor, diğer yandan ikili sohbetlerde yaşanan yolculuklar paylaşılıyor.
Paralel gelişen her iki anlatımda da kişi, hayatı boyunca karşılaşacağı sorunlarla yüzleşmeye davet edilirken, yüzleşme sürecinin nasıl yaşanacağı ayrıntılarıyla da betimleniyor. Bir danışmana veya rehbere olan ihtiyaç yadsınamaz. Bununla beraber kişinin, öncelikle kendinin rehberi olabilmeyi öğrenmesi gerektiği savunuluyor.
Farkındalık kazandıran diyaloglarla kişinin, karşısındakini dinlerken kendi iç sesine kulak vermeyi öğrenmesi ve sessizliğini ilk önce kendisine karşı bozabilme cesareti edinmesi örnekleniyor...
Kendi hikâyelerimizden parçalar bulabileceğimiz ve karşı karşıya kaldığımız sorunların çözümü için kendimize ait bir çıkış yolu üretebileceğimiz deneyimler ve rehberlik...
Yalnızlık dokunulmaz değildir... Cüret etmek gerek!