Herkes gibi hayata dair yaşanmışlıklarım, hüzünlerim, endişelerim, sevinçlerim oldu.
Gün geldi ‘Parkinson’ ile su yüzüne çıktılar; kelimelerin ve tuvallerin süzgecinden geçtiler. Kelimeler bir araya geldi; hikâye oldu, şiir oldu, ruh oldu. Renkler tuvallerde buluştu; resim oldu, beden oldu. Sonuçta “Bana Kalan” yeni bir 'ben' oldu.
Yaşar Akdaş, 1952 Adana doğumludur. Emekli olduktan sonra çeşitli sosyal sorumluluk projeleri ile Türk Sanat Müziği koro çalışmalarında yer aldı.
2012 yılında Parkinson teşhisi konulduktan sonra ses kaybı yaşayınca müziğin yerini hikâye, şiir ve resim aldı.
Yamalibohcaparkinson isimli bloğu açıp yazılar yazmaya başladı. 150den fazla şiir yazdı. Şiirlerinden bazıları Türk Sanat Müziği nin çeşitli makamlarında bestelendi. Bazı şiirleri de ‘Türk Dünyası Şiir Seçkisi’ ve ‘İzmir Yürekli Şiirler’ kitaplarında yayımlandı. Akrilik tarzda çalıştığı tablolarında genelde doğa teması işleyen Akdaş; evli, iki çocuk ve iki torun sahibidir.
Herkes gibi hayata dair yaşanmışlıklarım, hüzünlerim, endişelerim, sevinçlerim oldu.
Gün geldi ‘Parkinson’ ile su yüzüne çıktılar; kelimelerin ve tuvallerin süzgecinden geçtiler. Kelimeler bir araya geldi; hikâye oldu, şiir oldu, ruh oldu. Renkler tuvallerde buluştu; resim oldu, beden oldu. Sonuçta “Bana Kalan” yeni bir 'ben' oldu.
Yaşar Akdaş, 1952 Adana doğumludur. Emekli olduktan sonra çeşitli sosyal sorumluluk projeleri ile Türk Sanat Müziği koro çalışmalarında yer aldı.
2012 yılında Parkinson teşhisi konulduktan sonra ses kaybı yaşayınca müziğin yerini hikâye, şiir ve resim aldı.
Yamalibohcaparkinson isimli bloğu açıp yazılar yazmaya başladı. 150den fazla şiir yazdı. Şiirlerinden bazıları Türk Sanat Müziği nin çeşitli makamlarında bestelendi. Bazı şiirleri de ‘Türk Dünyası Şiir Seçkisi’ ve ‘İzmir Yürekli Şiirler’ kitaplarında yayımlandı. Akrilik tarzda çalıştığı tablolarında genelde doğa teması işleyen Akdaş; evli, iki çocuk ve iki torun sahibidir.