Ben çocuğum, heykel değil!
Yerinde duramayanlar, hoplayıp zıplayanlar, ağaçlara tırmanıp duvarlara çıkanlar, durmadan düşüp yara bere içinde kalanlar… İşte tam size göre bir kitap…
“Ben heykel değilim, çocuğum” diyorsanız, Nilay Özer’in yazdığı, Mert Tugen’in resimlediği Yara Bandı Fabrikası kitabını elinizden bırakmayacaksınız demektir…
“Ateş, yaramaz mı yaramaz bir oğlandı,
Aklı çok, boyu kısa, hiç yerinde durmazdı.
Tırmanırdı ağaçlara,
Komşunun bahçesinden şeftali aşırmaya.
Vantuzları yoktu tabii ayakları kayardı.
Vantuz nedir bilir misiniz?
Mesela Bay Ahtapot’un,
Kendini yapıştırmasına yarar avına.
Ateş onlarca kez düştü ağaçtan,
Yara bandı yapıştırdı annesi her yanına.
Kaşının üstüne, ağzının kenarına,
Dizinin şurasına, omzunun burasına,
Ateş yine de tırmandı ağaçlara.”
Ben çocuğum, heykel değil!
Yerinde duramayanlar, hoplayıp zıplayanlar, ağaçlara tırmanıp duvarlara çıkanlar, durmadan düşüp yara bere içinde kalanlar… İşte tam size göre bir kitap…
“Ben heykel değilim, çocuğum” diyorsanız, Nilay Özer’in yazdığı, Mert Tugen’in resimlediği Yara Bandı Fabrikası kitabını elinizden bırakmayacaksınız demektir…
“Ateş, yaramaz mı yaramaz bir oğlandı,
Aklı çok, boyu kısa, hiç yerinde durmazdı.
Tırmanırdı ağaçlara,
Komşunun bahçesinden şeftali aşırmaya.
Vantuzları yoktu tabii ayakları kayardı.
Vantuz nedir bilir misiniz?
Mesela Bay Ahtapot’un,
Kendini yapıştırmasına yarar avına.
Ateş onlarca kez düştü ağaçtan,
Yara bandı yapıştırdı annesi her yanına.
Kaşının üstüne, ağzının kenarına,
Dizinin şurasına, omzunun burasına,
Ateş yine de tırmandı ağaçlara.”