‘Başlangıçta...’ Yaratılışla ilgili birçok hikâye böyle başlar. Farklı coğrafyalarda ve tarihin her köşesinde bu sözcüğün yaydığı hikâyelere şahit oluruz. Mitolojilere yaptığımız yolculukta bizi bekleyen ‘ilk’ler aslında insanlığımızın kökenlerine uzanma, onunla temas etme hayalinden ve merakından başka bir şey değildir. Böyle bir merak ve istek bizi birçok medeniyetin dinî, kültürel ve sosyal dinamikleriyle yüz yüze getirir. Gönül Yonar, Türk Edebiyatında Fantastiğin Kökenleri kitabından sonra bu yeni kitabında da insanın kendi harikuladeliğini keşfetme ve anlama çabasının bir ürünü olan yaratılış mitolojilerini ele alıyor. Kadîm Doğu’nun altı medeniyetindeki bilhassa ilk yaratılış, kadının yaratılışı ve Tufan hadisesi mitlerinin ele alındığı bu çalışma insanlığın ve bizatihi insanlık düşüncesinin tarihî seyrini bir bütün olarak göstermesi bakımından fevkalade önem taşıyor.
‘Başlangıçta...’ Yaratılışla ilgili birçok hikâye böyle başlar. Farklı coğrafyalarda ve tarihin her köşesinde bu sözcüğün yaydığı hikâyelere şahit oluruz. Mitolojilere yaptığımız yolculukta bizi bekleyen ‘ilk’ler aslında insanlığımızın kökenlerine uzanma, onunla temas etme hayalinden ve merakından başka bir şey değildir. Böyle bir merak ve istek bizi birçok medeniyetin dinî, kültürel ve sosyal dinamikleriyle yüz yüze getirir. Gönül Yonar, Türk Edebiyatında Fantastiğin Kökenleri kitabından sonra bu yeni kitabında da insanın kendi harikuladeliğini keşfetme ve anlama çabasının bir ürünü olan yaratılış mitolojilerini ele alıyor. Kadîm Doğu’nun altı medeniyetindeki bilhassa ilk yaratılış, kadının yaratılışı ve Tufan hadisesi mitlerinin ele alındığı bu çalışma insanlığın ve bizatihi insanlık düşüncesinin tarihî seyrini bir bütün olarak göstermesi bakımından fevkalade önem taşıyor.