Yazmak, her ne kadar yalnız çıkılan bir yolculuk olsa da yolda hiçbir zaman yalnız kalmıyorsunuz; metinlerin arasında, sözcüklerin kıyısında ve mısraların gölgesinde tanıdık yüzlere, içten gülüşlere ve yürekten selamlara rastlıyorsunuz ansızın. Her adımda çoğalıyor, kalabalık oluyor, mavi bir gökyüzünün altında, kol kola yürüyorsunuz.
Bazen bir dizeyi hep bir ağızdan, özgürlük şarkısı söyler gibi bağırıyorsunuz sağır kulaklara; karanlığın içinde parıldayan birer yıldız oluyor harfler. Bazen de hüzünlü bir şarkıyı sessizce dinler gibi içinize mırıldanıyorsunuz sevda sözlerini; güneşli yarınlara yazılıyor sevinçler.
Ergin Bozkurt’un elinizde tutuğunuz kitabı tam da böyle metinlerden ve dizelerden oluşuyor: Kavgaya ve sevdaya dair konuşmaya çağırıyor okuru.
Soydan Kızgın
Yazmak, her ne kadar yalnız çıkılan bir yolculuk olsa da yolda hiçbir zaman yalnız kalmıyorsunuz; metinlerin arasında, sözcüklerin kıyısında ve mısraların gölgesinde tanıdık yüzlere, içten gülüşlere ve yürekten selamlara rastlıyorsunuz ansızın. Her adımda çoğalıyor, kalabalık oluyor, mavi bir gökyüzünün altında, kol kola yürüyorsunuz.
Bazen bir dizeyi hep bir ağızdan, özgürlük şarkısı söyler gibi bağırıyorsunuz sağır kulaklara; karanlığın içinde parıldayan birer yıldız oluyor harfler. Bazen de hüzünlü bir şarkıyı sessizce dinler gibi içinize mırıldanıyorsunuz sevda sözlerini; güneşli yarınlara yazılıyor sevinçler.
Ergin Bozkurt’un elinizde tutuğunuz kitabı tam da böyle metinlerden ve dizelerden oluşuyor: Kavgaya ve sevdaya dair konuşmaya çağırıyor okuru.
Soydan Kızgın