“Şiirdeki gibi biz de göze geldik; kıskandılar bizi” dedi karım. Birkaç damla gözyaşı vardı gözlerinde, yanaklarına doğru sızıyor, gözlerini benden sürekli kaçırıyordu. Yüzünü tuttum, yüzüme çevirdim, elimi omzuna koydum; sarıldım ona,
“Boş ver artık! bak Tagor ne demiş: ‘Hayat, içinde daima yeni ezgiler çıkan bir flüt gibidir.’ Biz de yeni ezgilerle avunalım...”
Gözlerime döndü, sanki gözleri değil yüreği bakıyordu bana. Birden ve dünyanın en güzel, en sıcak gülümsemesiyle:
“Seni çok seviyorum!” dedi.
“Şiirdeki gibi biz de göze geldik; kıskandılar bizi” dedi karım. Birkaç damla gözyaşı vardı gözlerinde, yanaklarına doğru sızıyor, gözlerini benden sürekli kaçırıyordu. Yüzünü tuttum, yüzüme çevirdim, elimi omzuna koydum; sarıldım ona,
“Boş ver artık! bak Tagor ne demiş: ‘Hayat, içinde daima yeni ezgiler çıkan bir flüt gibidir.’ Biz de yeni ezgilerle avunalım...”
Gözlerime döndü, sanki gözleri değil yüreği bakıyordu bana. Birden ve dünyanın en güzel, en sıcak gülümsemesiyle:
“Seni çok seviyorum!” dedi.