Yalnızlık hazır bulunmaz, oluşturulur. Yalnızlık, yalnız başına oluşturulur. Ben de öyle yaptım. Çünkü orada yalnız olmam, kitap yazmak için yalnız kalmam gerektiğine karar vermiştim. (....)
Ben yazmayı sürdürdüğüm için, kitaplardan söz etmekten kaçınmak gerekiyordu. Erkekler bunu kaldıramıyor: yazan bir kadın. Erkek için katlanılmaz bir şey bu.(...)
Yazı yabanıl kılıyor insanı. Yaşam öncesi bir yabanıllığa ulaşıyorsunuz. Ve bu size her seferinde aşina geliyor, ormanların yabanıllığı bu, zaman kadar eski. Her şeyden korkmanın yabanıllığı, farklı ve yaşamın özünden koparılamaz bir yabanıllık. Bütün varlığınızla sarılıyorsunuz. Beden gücü olmadan yazılamaz. Yazının başına oturabilmek için, kendinizden daha güçlü olmanız gerekir.(...)
Tuhaf kişidir yazar. Bir çelişkidir, aynı zamanda da bir anlamsızlık. Yazmak konuşmaktır da. Susmaktır. Sessiz çığlıklar atmaktır. Huzur veren bidir yazar, çoğu kez; çok dinler. Çok konuşmaz, (......)
Yazdığım yazılarda insanlara hakaret ettim ve bunu yapmak inanın, güzel bir şiir yazmak kadar doyurucu.(.....)
Ben herkese benzerim. Şimdiye kadar, sokakta kimsenin arkasına dönüp de bana baktığını sanmıyorum. Ben sıradanlığın ta kendisiyim. Sıradanlığın zaferi. Hani şu kitaptaki yaşlı kadın gibi, Le Camion'daki.(..)
İnsan, içinde ne var ne yok ortaya dökmüşse, bir kitabı dolduracak kadar şeyi yani; kimseyle paylaşılamayacak belirli bir yalnızlık içinde demektir.
-Marguerite Duras, Yazmak adlı yapıtından
Yalnızlık hazır bulunmaz, oluşturulur. Yalnızlık, yalnız başına oluşturulur. Ben de öyle yaptım. Çünkü orada yalnız olmam, kitap yazmak için yalnız kalmam gerektiğine karar vermiştim. (....)
Ben yazmayı sürdürdüğüm için, kitaplardan söz etmekten kaçınmak gerekiyordu. Erkekler bunu kaldıramıyor: yazan bir kadın. Erkek için katlanılmaz bir şey bu.(...)
Yazı yabanıl kılıyor insanı. Yaşam öncesi bir yabanıllığa ulaşıyorsunuz. Ve bu size her seferinde aşina geliyor, ormanların yabanıllığı bu, zaman kadar eski. Her şeyden korkmanın yabanıllığı, farklı ve yaşamın özünden koparılamaz bir yabanıllık. Bütün varlığınızla sarılıyorsunuz. Beden gücü olmadan yazılamaz. Yazının başına oturabilmek için, kendinizden daha güçlü olmanız gerekir.(...)
Tuhaf kişidir yazar. Bir çelişkidir, aynı zamanda da bir anlamsızlık. Yazmak konuşmaktır da. Susmaktır. Sessiz çığlıklar atmaktır. Huzur veren bidir yazar, çoğu kez; çok dinler. Çok konuşmaz, (......)
Yazdığım yazılarda insanlara hakaret ettim ve bunu yapmak inanın, güzel bir şiir yazmak kadar doyurucu.(.....)
Ben herkese benzerim. Şimdiye kadar, sokakta kimsenin arkasına dönüp de bana baktığını sanmıyorum. Ben sıradanlığın ta kendisiyim. Sıradanlığın zaferi. Hani şu kitaptaki yaşlı kadın gibi, Le Camion'daki.(..)
İnsan, içinde ne var ne yok ortaya dökmüşse, bir kitabı dolduracak kadar şeyi yani; kimseyle paylaşılamayacak belirli bir yalnızlık içinde demektir.
-Marguerite Duras, Yazmak adlı yapıtından