Renard'ın günlüğünden damıtılmış; yazma işi, yazma eylemi ve yazarlığın güçlükleri üstüne seçmeler. Bir yazarın yazıya, dolayısıyla kendine bakışına ilişkin, nokta atışlarıyla, deneyimlerle, öğütlerle, ıskalamalarla örülmüş incelikli bir toplam. Alaycı bir gülümseme, dimdik bir duruş...
“Yazarın işi yazmayı öğrenmektir. Ne olursa olsun yalan söylemeyeceğim.Kendime şu soruları soruyorum: Neyi severim? Neyim? Ne istiyorum? Bunlara içtenlikle yanıt vereceğim, çünkü öncelikle kendimi aydınlatmak istiyorum. Kendimi ne iğrenç, ne de saf biri gibi görüyorum. Gerçekten, kendime büyüteçle bakacağım.”
Jules Renard, 1864'te Mayenne'de Chalons-du-Maine'de müteahhit bir baba ve işçi bir annenin dördüncü ve son çocuğu olarak dünyaya geldi. 1866'da babasının belediye başkanı seçilmesiyle aile Chitry-les-Mines'e taşındı. Pierre-Jules 1883'te Paris'te üniversite denkliğini aldı, ama Ecole Normale Supérieure sınavına girmeyi reddetti ve bunu sonra bir yazısında, “Ben eski ekolden, okuma bilmeyenlerin ekolündenim,” diye açıkladı. Mezuniyetinden sonraki birkaç senesini ailesinden aldığı bir harçlıkla ve zamanını tamamen edebiyata adayarak geçirdi. Bu sürede okuyup yazdı, edebiyat çevresini tanımaya çalıştı ve bir roman yazmaya başladı. 1888'de yaptığı mantık evliliği maddi durumunu iyileştirdi ve çiftin iki çocuğu oldu. 1889'da le Mercure de France adlı genç yazarlardan oluşan bir grupta aktif rol aldı. Üç yıl sonra yayımlanan ve edebi bir paraziti konu edinen hikâyesi L'Ecornifleur ile başarı elde etti. Le Plaisir de Rompre ve Le Pain de Ménage adlı iki piyesi ün kazandı. 1900'da Jules Renard Légion d'Honneur'e layık görüldü ve belediye danışmanı oldu. İki sene boyunca gazete editörlüğü yaptıktan sonra 1904'te babası gibi belediye başkanı seçildi. Toplumsal cehaletin ortadan kaldırılmasına ve eğitim imkânlarının yaygınlaştırılmasına eğildi. 1907'de Goncourt Akademisi'ne seçilince orada da etkin rol aldı. Dreyfus Vakası'nda Emile Zola'ya destek verdi. Victor Hugo'nun büyük bir hayranıydı. Ölümünden sonra yayımlanan (1925-1927) günlükleri dönemin edebiyat çevresini tanımada önemli bir kaynak oluşturdu. Yazar, kalp-damar hastalığından ötürü 1910'da hayatını kaybetti.
Renard'ın günlüğünden damıtılmış; yazma işi, yazma eylemi ve yazarlığın güçlükleri üstüne seçmeler. Bir yazarın yazıya, dolayısıyla kendine bakışına ilişkin, nokta atışlarıyla, deneyimlerle, öğütlerle, ıskalamalarla örülmüş incelikli bir toplam. Alaycı bir gülümseme, dimdik bir duruş...
“Yazarın işi yazmayı öğrenmektir. Ne olursa olsun yalan söylemeyeceğim.Kendime şu soruları soruyorum: Neyi severim? Neyim? Ne istiyorum? Bunlara içtenlikle yanıt vereceğim, çünkü öncelikle kendimi aydınlatmak istiyorum. Kendimi ne iğrenç, ne de saf biri gibi görüyorum. Gerçekten, kendime büyüteçle bakacağım.”
Jules Renard, 1864'te Mayenne'de Chalons-du-Maine'de müteahhit bir baba ve işçi bir annenin dördüncü ve son çocuğu olarak dünyaya geldi. 1866'da babasının belediye başkanı seçilmesiyle aile Chitry-les-Mines'e taşındı. Pierre-Jules 1883'te Paris'te üniversite denkliğini aldı, ama Ecole Normale Supérieure sınavına girmeyi reddetti ve bunu sonra bir yazısında, “Ben eski ekolden, okuma bilmeyenlerin ekolündenim,” diye açıkladı. Mezuniyetinden sonraki birkaç senesini ailesinden aldığı bir harçlıkla ve zamanını tamamen edebiyata adayarak geçirdi. Bu sürede okuyup yazdı, edebiyat çevresini tanımaya çalıştı ve bir roman yazmaya başladı. 1888'de yaptığı mantık evliliği maddi durumunu iyileştirdi ve çiftin iki çocuğu oldu. 1889'da le Mercure de France adlı genç yazarlardan oluşan bir grupta aktif rol aldı. Üç yıl sonra yayımlanan ve edebi bir paraziti konu edinen hikâyesi L'Ecornifleur ile başarı elde etti. Le Plaisir de Rompre ve Le Pain de Ménage adlı iki piyesi ün kazandı. 1900'da Jules Renard Légion d'Honneur'e layık görüldü ve belediye danışmanı oldu. İki sene boyunca gazete editörlüğü yaptıktan sonra 1904'te babası gibi belediye başkanı seçildi. Toplumsal cehaletin ortadan kaldırılmasına ve eğitim imkânlarının yaygınlaştırılmasına eğildi. 1907'de Goncourt Akademisi'ne seçilince orada da etkin rol aldı. Dreyfus Vakası'nda Emile Zola'ya destek verdi. Victor Hugo'nun büyük bir hayranıydı. Ölümünden sonra yayımlanan (1925-1927) günlükleri dönemin edebiyat çevresini tanımada önemli bir kaynak oluşturdu. Yazar, kalp-damar hastalığından ötürü 1910'da hayatını kaybetti.