NEDİM’İN DİLİNDEN İSTANBUL
“Ah sevdiğim, ciğer pårem İstanbul
Öldüğümde gönül yârem İstanbul
Cümle arzda derde çârem İstanbul
Ben gideli ne haldesin bileydim
Sokakların ilim, irfan taşardı
Nice güzel, sinen içre yaşardı
Surlarını yalnız Fatih aşardı
Kalkıp yine kucağına geleydim
Padişahlar kubbelerde mühürdü
Çeşmelerde akan sular ne gürdü
Söyle senin defterini kim dürdü
Gözyaşını şiirimle sileydim
Sen cennettin, kim döndürdü ateşe
Benzetmezdim seni ay ‘la güneşe
Rast gelmedim İstanbul’ca bir eşe
Şu sinemi dilim dilim dileydim...”
NEDİM’İN DİLİNDEN İSTANBUL
“Ah sevdiğim, ciğer pårem İstanbul
Öldüğümde gönül yârem İstanbul
Cümle arzda derde çârem İstanbul
Ben gideli ne haldesin bileydim
Sokakların ilim, irfan taşardı
Nice güzel, sinen içre yaşardı
Surlarını yalnız Fatih aşardı
Kalkıp yine kucağına geleydim
Padişahlar kubbelerde mühürdü
Çeşmelerde akan sular ne gürdü
Söyle senin defterini kim dürdü
Gözyaşını şiirimle sileydim
Sen cennettin, kim döndürdü ateşe
Benzetmezdim seni ay ‘la güneşe
Rast gelmedim İstanbul’ca bir eşe
Şu sinemi dilim dilim dileydim...”