Yeni Dünyanın Başlangıcı –Fransız Devrimi’nin Yeni Tarihi–
Ödüllere doymayan saygın tarihçi Jeremy D. Popkin, bu abidevi eserinde Batı tarihinin köşe taşlarından biri hâline gelmiş Fransız Devrimi’nin cesur, kışkırtıcı ve yeni bir yorumunu okura sunuyor. Alanda elli yıla yaklaşan deneyimini ve ilk elden kaynakları kullanarak, iki yüzyıldır anlatılagelen devrim tarihini ve dünyanın çehresini değiştiren bu olayın aktörlerini yeniden ve farklı bir gözle düşünmeye çağırıyor.
Monarşiyi tasfiye edip yeni bir toplumun kurulmasına götüren olayları, hararetli tartışmaları, şiddetli çatışmaları, faillerinin gözünden, karşılıklı ilişkilerinden ve kıyasıya rekabetlerinden hareketle gün gün, ay ay ele alarak, Devrim’in Terör Saltanatı’na ve en sonunda tek adam yönetimine nasıl yol açtığını sürükleyici bir roman havasında anlatıyor.
Mirabeau, Robespierre, Danton, Marat gibi devrimin büyük isimlerinin yanı sıra, devrimin her adımında yer almalarına rağmen genellikle gözardı edilmiş Olympe de Gouges gibi kadınların ve ezilen halkların olaylarda en ön saflarda oynadıkları hayati rolleri de gözler önüne seriyor.
Özgürlük, eşitlik ve kardeşlik gibi ideallerle yola çıkan hareketlerin insanlığın karanlık yanına nasıl yenik düşebildiğini göstererek bugün çağdaş toplumların boğuştuğu milliyetçilik, totalitarizm, tek adam yönetimleri gibi siyasi ve toplumsal sorunların tohumlarının hangi anlarda ve nasıl atıldığını açığa çıkarıyor.
Ödüllere doymayan saygın tarihçi Jeremy D. Popkin, bu abidevi eserinde Batı tarihinin köşe taşlarından biri hâline gelmiş Fransız Devrimi’nin cesur, kışkırtıcı ve yeni bir yorumunu okura sunuyor. Alanda elli yıla yaklaşan deneyimini ve ilk elden kaynakları kullanarak, iki yüzyıldır anlatılagelen devrim tarihini ve dünyanın çehresini değiştiren bu olayın aktörlerini yeniden ve farklı bir gözle düşünmeye çağırıyor.
Monarşiyi tasfiye edip yeni bir toplumun kurulmasına götüren olayları, hararetli tartışmaları, şiddetli çatışmaları, faillerinin gözünden, karşılıklı ilişkilerinden ve kıyasıya rekabetlerinden hareketle gün gün, ay ay ele alarak, Devrim’in Terör Saltanatı’na ve en sonunda tek adam yönetimine nasıl yol açtığını sürükleyici bir roman havasında anlatıyor.
Mirabeau, Robespierre, Danton, Marat gibi devrimin büyük isimlerinin yanı sıra, devrimin her adımında yer almalarına rağmen genellikle gözardı edilmiş Olympe de Gouges gibi kadınların ve ezilen halkların olaylarda en ön saflarda oynadıkları hayati rolleri de gözler önüne seriyor.
Özgürlük, eşitlik ve kardeşlik gibi ideallerle yola çıkan hareketlerin insanlığın karanlık yanına nasıl yenik düşebildiğini göstererek bugün çağdaş toplumların boğuştuğu milliyetçilik, totalitarizm, tek adam yönetimleri gibi siyasi ve toplumsal sorunların tohumlarının hangi anlarda ve nasıl atıldığını açığa çıkarıyor.