Her türlü cahiliyyenin içinde ömrünü hebâ eden insanoğlunun imdadına gönderilen kurtuluş reçetesi İslâm ve onun kutlu temsilcisi ve şu yalan dünya denizinde sığınılabilecek en güvenli, en hakiki bir liman olan efendimiz Hz. Muhammed (sallallahû aleyhivesellem) ve onun ashab-ı güzinine onbeş asırdır görülmemiş eziyetlerin yapıldığı bir garip zamandayız. Alemlere rahmet gönderilen resûl'ün kutlu yoluna baş koymuş nice gönül sultanlarına ve onları rehber bilmiş milyonlarca gönül ehline karşı açtıkları savaşta sözde dinde reform yaptıklarını iddia eden din tacirlerinin hadis-i şerifler başta olmak üzere mezhep, tarikat, tasavvuf ve ehl-i sünnet karşıtlığı şeklinde dini tamir davası adına din tahripçiliği yaparak bundan nemalandıkları ve menfaat devşirdikleri aşikardır.
Bunlara karşı durarak ehl-i sünnet ve'l cemaat şuurunda olan ve akidevi olarak ondört asırlık İslâm müktesebatına sahip çıkan ulemayı ve onları savunmak adına yapılan hizmetleri istikbalde alkışlayacak nesillerde inşallah gelecektir.
Umudumuz odur ki bu uğurda inşa edilen muhkem bir kaleye bir tuğlacıkta biz bırakalım. Sorarlarsa kısa ve öz deriz ki; biz Allah resûlünü (sallallahû aleyhivesellem) ashab-ı güzini ve onların yolundan devam eden tabiîn ve tebe-i tabiîn ve dahi bütün hak mezhepleri ve mensublarını, günümüze kadar gelen bütün müctehid imamlarımızı başımıza tac bilmişiz. Asla ve kat'a onlara ne kötü bir söz eder ne de gücümüz yettiğince söz ettiririz. İnşaallahû teâlâ itikadımız bu minval üzredir. Gayret bizden tevfîk Allahû Teâlâ'dandır.
Her türlü cahiliyyenin içinde ömrünü hebâ eden insanoğlunun imdadına gönderilen kurtuluş reçetesi İslâm ve onun kutlu temsilcisi ve şu yalan dünya denizinde sığınılabilecek en güvenli, en hakiki bir liman olan efendimiz Hz. Muhammed (sallallahû aleyhivesellem) ve onun ashab-ı güzinine onbeş asırdır görülmemiş eziyetlerin yapıldığı bir garip zamandayız. Alemlere rahmet gönderilen resûl'ün kutlu yoluna baş koymuş nice gönül sultanlarına ve onları rehber bilmiş milyonlarca gönül ehline karşı açtıkları savaşta sözde dinde reform yaptıklarını iddia eden din tacirlerinin hadis-i şerifler başta olmak üzere mezhep, tarikat, tasavvuf ve ehl-i sünnet karşıtlığı şeklinde dini tamir davası adına din tahripçiliği yaparak bundan nemalandıkları ve menfaat devşirdikleri aşikardır.
Bunlara karşı durarak ehl-i sünnet ve'l cemaat şuurunda olan ve akidevi olarak ondört asırlık İslâm müktesebatına sahip çıkan ulemayı ve onları savunmak adına yapılan hizmetleri istikbalde alkışlayacak nesillerde inşallah gelecektir.
Umudumuz odur ki bu uğurda inşa edilen muhkem bir kaleye bir tuğlacıkta biz bırakalım. Sorarlarsa kısa ve öz deriz ki; biz Allah resûlünü (sallallahû aleyhivesellem) ashab-ı güzini ve onların yolundan devam eden tabiîn ve tebe-i tabiîn ve dahi bütün hak mezhepleri ve mensublarını, günümüze kadar gelen bütün müctehid imamlarımızı başımıza tac bilmişiz. Asla ve kat'a onlara ne kötü bir söz eder ne de gücümüz yettiğince söz ettiririz. İnşaallahû teâlâ itikadımız bu minval üzredir. Gayret bizden tevfîk Allahû Teâlâ'dandır.