İncelemek üzere olduğunuz bu eser; modern kast sistemine övgüler ithaf edip, fantastik bir dünyada sınıfsal ayrımları, bilinç ve bilinç altında kuvvetlendirmediği için muhtemelen çok satanlar listesinde tutunamayacaktır. Ancak, ötekileştirilmiş, hor görülmüş, korkulmuş, korkutulmuş ama aynı dünyayı paylaştığımız, her gün bir şekilde aynı kaldırımları eşit derecede işgal ederek, aynı havayı soluduğumuz insan hikâyelerinden oluşan bu roman çalışması yaşadığımız toplumun ve ait olduğumuz çağın bir sureti olarak okurun ilgisine sunulmuştur.
Varlıklarını önemsemediğimiz ve hatta var olmasını istemediğimiz kişilerle aynı dünyada, aynı şehirlerde yaşayıp, aynı uğultulara maruz kalıp, aynı reklam filmlerini izliyoruz. İçinde yaşadığımız sahte bir rüyadan, kâbuslarla uyanmış kişilerin olduğu bir dünyaya eleştiri niteliğindeki bu eserde, kahramanlarımızın sıcak ve huzurlu birer evleri yok. Kapıyı çalınca kendilerini karşılayan birer aileleri, lüks saatleri, pahalı kol düğmeleri de bulunmamakta. Ama her birinin bir hikâyesi var. İçinde kendimizden bir şeyler bulabileceğimiz hikâyeleri
Sevgilerin, acıların, matemlerin tekdüzeleştiği bir dünyada, standartlaşmayan veya kategorize edilmemiş/edilememiş kişilerin varlığı herkesi heyecanlandırması gereken bir hadise olmalıyken, sisteme adapte edilemeyen kişiler bizim en çok korktuğumuz, en çok nefret ettiğimiz kişiler durumuna nasıl geldi? Bu insanlardan ve hikâyelerinden murat edilen ve çok daha fazlası incelemek üzere olduğunuz eserin muhtevasında mevcuttur.
İnsanoğlunun, yine kendisi için dizayn ettiği ve hazırlık evresi son bir kaç yüzyıldır devam eden yeni dünya düzeninin yaratıcılarının da, tebaalarının da görmek istemediği, bakınca yüzünü çevirdikleri kişilerin hikâyelerinden oluşan bu roman, bulunduğumuz çağın bir fotoğrafı olarak dünya insanlık tarihine ithaf edilmiştir.
İncelemek üzere olduğunuz bu eser; modern kast sistemine övgüler ithaf edip, fantastik bir dünyada sınıfsal ayrımları, bilinç ve bilinç altında kuvvetlendirmediği için muhtemelen çok satanlar listesinde tutunamayacaktır. Ancak, ötekileştirilmiş, hor görülmüş, korkulmuş, korkutulmuş ama aynı dünyayı paylaştığımız, her gün bir şekilde aynı kaldırımları eşit derecede işgal ederek, aynı havayı soluduğumuz insan hikâyelerinden oluşan bu roman çalışması yaşadığımız toplumun ve ait olduğumuz çağın bir sureti olarak okurun ilgisine sunulmuştur.
Varlıklarını önemsemediğimiz ve hatta var olmasını istemediğimiz kişilerle aynı dünyada, aynı şehirlerde yaşayıp, aynı uğultulara maruz kalıp, aynı reklam filmlerini izliyoruz. İçinde yaşadığımız sahte bir rüyadan, kâbuslarla uyanmış kişilerin olduğu bir dünyaya eleştiri niteliğindeki bu eserde, kahramanlarımızın sıcak ve huzurlu birer evleri yok. Kapıyı çalınca kendilerini karşılayan birer aileleri, lüks saatleri, pahalı kol düğmeleri de bulunmamakta. Ama her birinin bir hikâyesi var. İçinde kendimizden bir şeyler bulabileceğimiz hikâyeleri
Sevgilerin, acıların, matemlerin tekdüzeleştiği bir dünyada, standartlaşmayan veya kategorize edilmemiş/edilememiş kişilerin varlığı herkesi heyecanlandırması gereken bir hadise olmalıyken, sisteme adapte edilemeyen kişiler bizim en çok korktuğumuz, en çok nefret ettiğimiz kişiler durumuna nasıl geldi? Bu insanlardan ve hikâyelerinden murat edilen ve çok daha fazlası incelemek üzere olduğunuz eserin muhtevasında mevcuttur.
İnsanoğlunun, yine kendisi için dizayn ettiği ve hazırlık evresi son bir kaç yüzyıldır devam eden yeni dünya düzeninin yaratıcılarının da, tebaalarının da görmek istemediği, bakınca yüzünü çevirdikleri kişilerin hikâyelerinden oluşan bu roman, bulunduğumuz çağın bir fotoğrafı olarak dünya insanlık tarihine ithaf edilmiştir.