Yeni Türkiye kavramı, Cumhuriyet tarihindeki bir kırılmaya, yeni bir başlangıca ve bir sona işaret ediyor görünmektedir. Elinizdeki kitap da Yeni Türkiye’nin bir olgu olduğundan hareket etmektedir ama ona yönelik eleştirel bir çözümleme yapma peşindedir. İbrahim Kaya’nın “Türkiye uzun bir tarihi olan kendi modernlik deneyimini kaybetmek üzeredir” anlayışından hareketle derlediği kitap, muhtelif sosyal bilim disiplinlerinden bir grup akademisyenin eleştirel çözümlemelerini içermektedir.
Eğitim kurumundan kadın sorununa, kentsel dönüşümden siyaset kurumuna, aile kurumundan hukuk kurumuna, medyadan nüfusa bir dizi temayı masaya yatıran Yeni Türkiye’nin Toplumsal Yapısı günümüz sorunlarına ışık tutmaktadır. Yeni Türkiye’de eğitim üzerinde bir illüzyon gösterisinin hüküm sürdüğü, Yeni Türkiye’nin bir feminizm reddiyesi olarak okunması gerektiği, kentsel dönüşüm projelerinin yoksul konutlarına müdahale projeleri olduğu eleştirel çözümlemelerle ortaya konulmaktadır.
Yeni Türkiye’nin kimlik politikalarının kışkırtıldığı bir ülke ve yeni bir ulus inşa etme süreci olduğunun tartışıldığı kitapta bugün geldiğimiz noktada hukuk ihlallerini ölçülebilir hale getirmek için gerekli ortak anlamları kaybettiğimiz analiz edilmektedir. Zaten zayıf olan medya etiğinin siyasi baskıları taşıyamadığını, nüfus politikalarının belirli bir ideolojik anlayış çerçevesinde belirlendiğini, aile kurumunun gittikçe sorunlu bir hal aldığını ortaya koyan Yeni Türkiye’nin Toplumsal Yapısı, Yeni Türkiye’ye ilişkin sosyal bilimlerde temel kaynaklardan birisi olacaktır.
Yeni Türkiye kavramı, Cumhuriyet tarihindeki bir kırılmaya, yeni bir başlangıca ve bir sona işaret ediyor görünmektedir. Elinizdeki kitap da Yeni Türkiye’nin bir olgu olduğundan hareket etmektedir ama ona yönelik eleştirel bir çözümleme yapma peşindedir. İbrahim Kaya’nın “Türkiye uzun bir tarihi olan kendi modernlik deneyimini kaybetmek üzeredir” anlayışından hareketle derlediği kitap, muhtelif sosyal bilim disiplinlerinden bir grup akademisyenin eleştirel çözümlemelerini içermektedir.
Eğitim kurumundan kadın sorununa, kentsel dönüşümden siyaset kurumuna, aile kurumundan hukuk kurumuna, medyadan nüfusa bir dizi temayı masaya yatıran Yeni Türkiye’nin Toplumsal Yapısı günümüz sorunlarına ışık tutmaktadır. Yeni Türkiye’de eğitim üzerinde bir illüzyon gösterisinin hüküm sürdüğü, Yeni Türkiye’nin bir feminizm reddiyesi olarak okunması gerektiği, kentsel dönüşüm projelerinin yoksul konutlarına müdahale projeleri olduğu eleştirel çözümlemelerle ortaya konulmaktadır.
Yeni Türkiye’nin kimlik politikalarının kışkırtıldığı bir ülke ve yeni bir ulus inşa etme süreci olduğunun tartışıldığı kitapta bugün geldiğimiz noktada hukuk ihlallerini ölçülebilir hale getirmek için gerekli ortak anlamları kaybettiğimiz analiz edilmektedir. Zaten zayıf olan medya etiğinin siyasi baskıları taşıyamadığını, nüfus politikalarının belirli bir ideolojik anlayış çerçevesinde belirlendiğini, aile kurumunun gittikçe sorunlu bir hal aldığını ortaya koyan Yeni Türkiye’nin Toplumsal Yapısı, Yeni Türkiye’ye ilişkin sosyal bilimlerde temel kaynaklardan birisi olacaktır.