‘Sahi hiç sordunuz mu, unutulur sandıklarınız unutulmuş mu?’
‘Sakın konuşmayın duvarlar! İçimdeki ben ağır gelir, kaldıramaz insanlar.’
‘Ne kurtla kuzu dost olacak ne de kırmızı başlıklı kız kurtulacak. Külkedisi kaderine boyun eğerken ayakkabıyı başkası giyecek. Zehirli elmayı yiyen Pamuk Prenses ölecek ve prensin ruhu bile duymayacak. Hep kötüler kazanırken aynalar, aynı cümleyi tekrar edip duracak: ‘Sizden daha güzeli yok efendim.’
‘Ah hayat! Kokusu olmayan çiçekte koku aramak kadar anlamsızsın artık!’
‘Bilmezsin ama mezarlara da çiçek dikerler Küçüğüm, mezarlara da!’
‘Düşünseydim, aklımın demir parmaklıkları arkasında ruhsuz bir beden gibi çürüyüp gidecektim.’
‘Sahi hiç sordunuz mu, unutulur sandıklarınız unutulmuş mu?’
‘Sakın konuşmayın duvarlar! İçimdeki ben ağır gelir, kaldıramaz insanlar.’
‘Ne kurtla kuzu dost olacak ne de kırmızı başlıklı kız kurtulacak. Külkedisi kaderine boyun eğerken ayakkabıyı başkası giyecek. Zehirli elmayı yiyen Pamuk Prenses ölecek ve prensin ruhu bile duymayacak. Hep kötüler kazanırken aynalar, aynı cümleyi tekrar edip duracak: ‘Sizden daha güzeli yok efendim.’
‘Ah hayat! Kokusu olmayan çiçekte koku aramak kadar anlamsızsın artık!’
‘Bilmezsin ama mezarlara da çiçek dikerler Küçüğüm, mezarlara da!’
‘Düşünseydim, aklımın demir parmaklıkları arkasında ruhsuz bir beden gibi çürüyüp gidecektim.’