"Günümüz dünyasının somut gerçekliğinde yerler ve mekânlar, yerler ve yer-değiller birbirine karışmakta ve birbirinin içine girmektedir. Neresi olursa olsun bir yer yer-değile dönüşme ihtimalinden asla beri değildir. Yere geri dönmek, yer-değillerin müdaviminin (örneğin bir yörenin derinliklerinde ikinci bir konut hayalini kuran) sığınışıdır. Yerler ve yer-değiller onları betimlemeyi mümkün kılan kelimeler ve kavramlar gibi birbirine karşıttır (veya birbirini çağırmaktadır)."
Fransız etnolog ve antropolog Marc Augé bu eserinde modernitenin aşırılıkla kaim hâli olan üst moderniteyi, antropolojik olmayan mekânlar, yani"yer-değiller" üzerinden işlemektedir. Üst modernitenin mekânları olan yer-değiller, kimliksizlik, ilişkisizlik ve tarihsizlik üzerinden tanımlanmaktadır.
"Günümüz dünyasının somut gerçekliğinde yerler ve mekânlar, yerler ve yer-değiller birbirine karışmakta ve birbirinin içine girmektedir. Neresi olursa olsun bir yer yer-değile dönüşme ihtimalinden asla beri değildir. Yere geri dönmek, yer-değillerin müdaviminin (örneğin bir yörenin derinliklerinde ikinci bir konut hayalini kuran) sığınışıdır. Yerler ve yer-değiller onları betimlemeyi mümkün kılan kelimeler ve kavramlar gibi birbirine karşıttır (veya birbirini çağırmaktadır)."
Fransız etnolog ve antropolog Marc Augé bu eserinde modernitenin aşırılıkla kaim hâli olan üst moderniteyi, antropolojik olmayan mekânlar, yani"yer-değiller" üzerinden işlemektedir. Üst modernitenin mekânları olan yer-değiller, kimliksizlik, ilişkisizlik ve tarihsizlik üzerinden tanımlanmaktadır.