“On dört yaşındaydım ve bir sürü derdim vardı,” diye başlıyor romanımızın kahramanı Arman anlatmaya. Babası evden ayrılan, annesiyse iş arayan Arman’ın dünyası, yakın arkadaşları Şefo ve Mistili, kız kardeşi Naz, köpeği
Dingo ile sınırlıdır. Tek korkusu ise çekirgelerdir, tabii matematik dışında. Okuluna yeni gelen Aylin ise Arman’ın yeni ilgi odağı olur, aralarında iyi bir arkadaşlık kurulur, hatta Arman ona bisiklete binmeyi öğretir. Bir yandan da başarılı hikâyeler yazmaktadır. Ancak hayatı, istemeden bir kısmına karıştığı bir hırsızlık olayıyla sarsılır, kendini karakolda bulur. Artık çekirgeler yanında onu korkutan ikinci bir şey vardır.
Mustafa Hakkı Kurt, genç Arman’ın yaşadıklarını, kentte olsun kasabada olsun çocukların benzeşen dünyalarını, duygularını her zamanki usta işi diliyle anlatıyor.
“On dört yaşındaydım ve bir sürü derdim vardı,” diye başlıyor romanımızın kahramanı Arman anlatmaya. Babası evden ayrılan, annesiyse iş arayan Arman’ın dünyası, yakın arkadaşları Şefo ve Mistili, kız kardeşi Naz, köpeği
Dingo ile sınırlıdır. Tek korkusu ise çekirgelerdir, tabii matematik dışında. Okuluna yeni gelen Aylin ise Arman’ın yeni ilgi odağı olur, aralarında iyi bir arkadaşlık kurulur, hatta Arman ona bisiklete binmeyi öğretir. Bir yandan da başarılı hikâyeler yazmaktadır. Ancak hayatı, istemeden bir kısmına karıştığı bir hırsızlık olayıyla sarsılır, kendini karakolda bulur. Artık çekirgeler yanında onu korkutan ikinci bir şey vardır.
Mustafa Hakkı Kurt, genç Arman’ın yaşadıklarını, kentte olsun kasabada olsun çocukların benzeşen dünyalarını, duygularını her zamanki usta işi diliyle anlatıyor.