“... elindeki sapana misket kadar bir taş yerleştirdi. Gözünün birini kıstı ve nişan alarak lastiği bıraktı…
Nerdeyse anne serçenin kafası büyüklüğündeki taş, hızla gelip uçmak için iki kanadını açan anne serçenin karnına çarptı… Zavallı anne serçe, yel değmiş yaprak gibi savruldu. Büyük bir acıyla yandı. Kanatları sağlamdı. Yavrusunu son bir kez görebilmek için, canını dişine takıp yuvasına doğru kanat çırptı...
O dayanılmaz acıya rağmen gagasındaki yemi bırakmamıştı. Bütün gücünü kanatlarında toplayan anne serçe, son bir gayretle yuvasına ulaşabildi. Hiçbir şeyden haberi olmayan yavru serçe, annesinin gagasındaki yeme uzanıp aldı…”
Sonra? Sonrasını duygulanarak okuyacağınızı sanıyoruz…
“... elindeki sapana misket kadar bir taş yerleştirdi. Gözünün birini kıstı ve nişan alarak lastiği bıraktı…
Nerdeyse anne serçenin kafası büyüklüğündeki taş, hızla gelip uçmak için iki kanadını açan anne serçenin karnına çarptı… Zavallı anne serçe, yel değmiş yaprak gibi savruldu. Büyük bir acıyla yandı. Kanatları sağlamdı. Yavrusunu son bir kez görebilmek için, canını dişine takıp yuvasına doğru kanat çırptı...
O dayanılmaz acıya rağmen gagasındaki yemi bırakmamıştı. Bütün gücünü kanatlarında toplayan anne serçe, son bir gayretle yuvasına ulaşabildi. Hiçbir şeyden haberi olmayan yavru serçe, annesinin gagasındaki yeme uzanıp aldı…”
Sonra? Sonrasını duygulanarak okuyacağınızı sanıyoruz…