7 Ekim Aksa Tufanı, tüm dünyanın dikkatini bir anda Gazze’ye, Hamas’a ve bu operasyonu gerekçe kılarak soykırım başlatan İsrail’e çekmiştir. Çağdaş dünyanın gözü önünde cereyan eden vahşice katliam, yıkım ve işgali gerçekleştiren İsrail karşısında sivil toplumlar her yerde boykot ve protestolarla sesini yükseltirken devletler sessiz ve seyirci kalmaktadır.
Bu durum, dünyamızın daha yaşanılabilir bir hal alması için çalışmak bir yana, kötü gidişatı durdurmak için dahi sorumluluk taşımayanların oluşturduğu bir portreyi andırıyor. İnsanlık adına utanç verici ve ürkütücü bir tabloyla karşı karşıyayız.
Tarih boyunca insanlığı ümitsizliğe düşüren olaylar yaşanmış ve bu korkunç gelişmeleri meydana getiren, sebep olan yapılar, örgütler var olagelmiş; toplumlar enerji ve kazanımlarını varlık ve bekalarını tehdit eden bu yapılanmaları bertaraf etmek için harcamışlardır.
Bugün, küçük bir kara parçasında yaşanıyormuş gibi görünse de, niteliği ve sonuçları bakımından geçmiştekilerden belki çok daha geniş kapsamlı ve etkin soykırım ve direnişe tanık oluyoruz. Ümit ve ümitsizliği birlikte barındıran bu süreci analiz etmek için bugünkü ABD ve Batı emperyalizminin ideolojik arka planını oluşturduğunu düşündüğümüz Siyonizm’i mercek altına aldık. Sahip olduğu/yönettiği küresel işletmeler ve kontrol altına almış olduğu sermaye/para ve yöneticilerle bir ahtapot gibi bütün dünyaya yayılmış bulunan Siyonizm’i elbette bir dergi/bir sayı/bir dosya kapsamında bütün yönleriyle ortaya koyabilmek mümkün değil; ama bir farkındalık oluşturacak kadar katkısı olacağı inancındayız.
7 Ekim Aksa Tufanı, tüm dünyanın dikkatini bir anda Gazze’ye, Hamas’a ve bu operasyonu gerekçe kılarak soykırım başlatan İsrail’e çekmiştir. Çağdaş dünyanın gözü önünde cereyan eden vahşice katliam, yıkım ve işgali gerçekleştiren İsrail karşısında sivil toplumlar her yerde boykot ve protestolarla sesini yükseltirken devletler sessiz ve seyirci kalmaktadır.
Bu durum, dünyamızın daha yaşanılabilir bir hal alması için çalışmak bir yana, kötü gidişatı durdurmak için dahi sorumluluk taşımayanların oluşturduğu bir portreyi andırıyor. İnsanlık adına utanç verici ve ürkütücü bir tabloyla karşı karşıyayız.
Tarih boyunca insanlığı ümitsizliğe düşüren olaylar yaşanmış ve bu korkunç gelişmeleri meydana getiren, sebep olan yapılar, örgütler var olagelmiş; toplumlar enerji ve kazanımlarını varlık ve bekalarını tehdit eden bu yapılanmaları bertaraf etmek için harcamışlardır.
Bugün, küçük bir kara parçasında yaşanıyormuş gibi görünse de, niteliği ve sonuçları bakımından geçmiştekilerden belki çok daha geniş kapsamlı ve etkin soykırım ve direnişe tanık oluyoruz. Ümit ve ümitsizliği birlikte barındıran bu süreci analiz etmek için bugünkü ABD ve Batı emperyalizminin ideolojik arka planını oluşturduğunu düşündüğümüz Siyonizm’i mercek altına aldık. Sahip olduğu/yönettiği küresel işletmeler ve kontrol altına almış olduğu sermaye/para ve yöneticilerle bir ahtapot gibi bütün dünyaya yayılmış bulunan Siyonizm’i elbette bir dergi/bir sayı/bir dosya kapsamında bütün yönleriyle ortaya koyabilmek mümkün değil; ama bir farkındalık oluşturacak kadar katkısı olacağı inancındayız.