Yaşam döngüsünün, mücadeleci olduğu kadar çetrefilli yönünü gözler önüne seren bu romanda; biri, esiri olduğu intikam duygusunun peşine takılarak hayalindeki dünyanın bilinmezliğine yelken açan, diğeri, koca imparatorluğu esir alan bir anlayışın, intikam alışını seyretmek zorunda kalan iki kardeşin farklı zaman ve mekândaki çaresizlik, acı, hasret, gözyaşı ve hüzün dolu hayatlarından kesitler sunulmaktadır. Esasında romanın kurgusu, tarihin tozlu raflarında kalmış fakat toplumsal sorunların ipuçlarını içeren olguları okuyucuya aktarmayı gaye edinmenin nihai sonucudur. Zira kendi topraklarını, hele hele bir bilim yuvasını döven topların yarattığı etkinin sonuçları başka türlü nasıl ifade edilebilir ki?
“Romanın özgün yanlarından biri; tarihin önemli olaylarını merkezden değil, çevreden vermiş olmasıdır. Pek çok tarihî romanda olaylar, durumlar, savaşlar genellikle merkezden yani padişahlar, krallar, paşalar, komutanlar merkeze alınarak sunulur. Haldun Eroğlu ise merkezi geriye çekip çevreyi öne almıştır… Romanın bir başka özelliği de hamasi, epik bir üslup yerine dramatik bir üslubun tercih edilmiş olmasıdır.” (Prof. Dr. Nurullah ÇETİN, “Haldun Eroğlu'nun Yıldızlar Küserken Romanı,” Türk Dili Dergisi, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ağustos 2019, Ankara 2019, s. 101)
“Romanın adı ile içeriği arasında sıkı bağlantı vardır. Yıldızlar küserken ibaresi birkaç anlamda kullanılmıştır… Böylece yazar ibareyi hem astronomik hem de metaforik anlamda kullanarak romanın başlığına estetik ve edebi bir muhteva kazandırmış olmaktadır. İfadedeki bir başka edebî yön, yıldızların kişiselleştirmesi yani insan kişiliğine büründürmesidir. Küsmek eylemi, tabiatta sadece insana mahsus bir olgudur. Yazar bu buluşuyla edebi sanatlardan da faydalanmış oluyor… Yıldızların küsmesinin orijinal bir imaj olduğunu, bu yüzden şairane olduğunu da buralara ilave edebiliriz. Dikkat çeken diğer bir nokta romanda tabiat varlıklarının bulunmasıdır…. Romanda yer alan tabiat varlıkları derin bir tabiat sevgisinin işaretidir…. Romanın bir başka özelliği, Osmanlı Devleti’ni yıkılışa ve çöküşe götüren işaretlerin, sinyallerin verilmesidir.” (Prof. Dr. Bilge ERCİLASUN, “Bir Rasathane Olayının Kurgu Dünyasına Yansıması”, Dr. Himmet Biray Armağanı, Ahde Vefa 25. Yıl, Kesit Yayınları, İstanbul 2021, s. 107-108)
Yaşam döngüsünün, mücadeleci olduğu kadar çetrefilli yönünü gözler önüne seren bu romanda; biri, esiri olduğu intikam duygusunun peşine takılarak hayalindeki dünyanın bilinmezliğine yelken açan, diğeri, koca imparatorluğu esir alan bir anlayışın, intikam alışını seyretmek zorunda kalan iki kardeşin farklı zaman ve mekândaki çaresizlik, acı, hasret, gözyaşı ve hüzün dolu hayatlarından kesitler sunulmaktadır. Esasında romanın kurgusu, tarihin tozlu raflarında kalmış fakat toplumsal sorunların ipuçlarını içeren olguları okuyucuya aktarmayı gaye edinmenin nihai sonucudur. Zira kendi topraklarını, hele hele bir bilim yuvasını döven topların yarattığı etkinin sonuçları başka türlü nasıl ifade edilebilir ki?
“Romanın özgün yanlarından biri; tarihin önemli olaylarını merkezden değil, çevreden vermiş olmasıdır. Pek çok tarihî romanda olaylar, durumlar, savaşlar genellikle merkezden yani padişahlar, krallar, paşalar, komutanlar merkeze alınarak sunulur. Haldun Eroğlu ise merkezi geriye çekip çevreyi öne almıştır… Romanın bir başka özelliği de hamasi, epik bir üslup yerine dramatik bir üslubun tercih edilmiş olmasıdır.” (Prof. Dr. Nurullah ÇETİN, “Haldun Eroğlu'nun Yıldızlar Küserken Romanı,” Türk Dili Dergisi, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ağustos 2019, Ankara 2019, s. 101)
“Romanın adı ile içeriği arasında sıkı bağlantı vardır. Yıldızlar küserken ibaresi birkaç anlamda kullanılmıştır… Böylece yazar ibareyi hem astronomik hem de metaforik anlamda kullanarak romanın başlığına estetik ve edebi bir muhteva kazandırmış olmaktadır. İfadedeki bir başka edebî yön, yıldızların kişiselleştirmesi yani insan kişiliğine büründürmesidir. Küsmek eylemi, tabiatta sadece insana mahsus bir olgudur. Yazar bu buluşuyla edebi sanatlardan da faydalanmış oluyor… Yıldızların küsmesinin orijinal bir imaj olduğunu, bu yüzden şairane olduğunu da buralara ilave edebiliriz. Dikkat çeken diğer bir nokta romanda tabiat varlıklarının bulunmasıdır…. Romanda yer alan tabiat varlıkları derin bir tabiat sevgisinin işaretidir…. Romanın bir başka özelliği, Osmanlı Devleti’ni yıkılışa ve çöküşe götüren işaretlerin, sinyallerin verilmesidir.” (Prof. Dr. Bilge ERCİLASUN, “Bir Rasathane Olayının Kurgu Dünyasına Yansıması”, Dr. Himmet Biray Armağanı, Ahde Vefa 25. Yıl, Kesit Yayınları, İstanbul 2021, s. 107-108)