Yıldızlı Gece

Stok Kodu:
9786059679015
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
96
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2016-02
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Kategori:
%20 indirimli
160,00TL
128,00TL
Taksitli fiyat: 9 x 15,64TL
Temin süresi 2-5 gündür.
9786059679015
980528
Yıldızlı Gece
Yıldızlı Gece
128.00

Bakışlarından okunan tam da buydu. Haklıydı bir bakıma. Yaşamak ile görmek, gördüğün üzerine düşlemek farklıydı. Dün gece, İhsan'ın kaldığı lojmanın penceresinden dışarıyı izlerken tam karşımda duran dağın doruğu Van Gogh'un yıldızlı gecelerine götürmüştü beni. Yıldızlar, esen rüzgarla bir olup dağın çevresinde dönüyorlardı sanki. Ona, dağın tepesine gece vakti hiç çıkıp çıkmadığını sormuştum. Umursamaz bir tavra bürünüp kısa bir yanıtla
geçiştirmişti sorumu.

“Çıkmadım”

Hiç çıkılmaz mı, gidilmez mi?

Karanlık bir gecede yıldızlarla bir olunmaz mı?

Kar beyazı bir yeryüzü ile yıldızlı bir gökyüzü arasında kalınmaz mı?

Odunları daha tutuşmadan yutan sobalı oda, aslan pusuda, geyik yavrusuyla tedirgin, onlar da odada…

Kapının ardındaKarakoncolosFırtınası, penceredeYıldızlıGece, bitmeyen, uzun bir kış. Uzaktaki kayalıklardan bakan kurtlar, karacalar, tilkiler, vaşaklar, gece kuşları, baykuşlar, yarasalar, ayıboğanlar…

HavadaKaçağınKüllerive is kokusu…DoğuEkspresiunutulmuş, yitik bir yola sapmış; tek yolcusu yabancı, en çok da kendine…

Kar beyazın yuttuğu, örttüğü, kış cinine teslim bir dünya.

Beyazlar içinde bir düş ülkesi.

Lapa lapa yağan karın, tipinin, boranın söndüremediği gözlerden uzak bir yangının külleri havada dönüp dururken, Mehmet Sait Taşkıran masalsı bir dille anlattığı öyküleriyle okuru unutulmaz bir yolculuğa çıkarıyor.

Yolları özleyenlere…

Bakışlarından okunan tam da buydu. Haklıydı bir bakıma. Yaşamak ile görmek, gördüğün üzerine düşlemek farklıydı. Dün gece, İhsan'ın kaldığı lojmanın penceresinden dışarıyı izlerken tam karşımda duran dağın doruğu Van Gogh'un yıldızlı gecelerine götürmüştü beni. Yıldızlar, esen rüzgarla bir olup dağın çevresinde dönüyorlardı sanki. Ona, dağın tepesine gece vakti hiç çıkıp çıkmadığını sormuştum. Umursamaz bir tavra bürünüp kısa bir yanıtla
geçiştirmişti sorumu.

“Çıkmadım”

Hiç çıkılmaz mı, gidilmez mi?

Karanlık bir gecede yıldızlarla bir olunmaz mı?

Kar beyazı bir yeryüzü ile yıldızlı bir gökyüzü arasında kalınmaz mı?

Odunları daha tutuşmadan yutan sobalı oda, aslan pusuda, geyik yavrusuyla tedirgin, onlar da odada…

Kapının ardındaKarakoncolosFırtınası, penceredeYıldızlıGece, bitmeyen, uzun bir kış. Uzaktaki kayalıklardan bakan kurtlar, karacalar, tilkiler, vaşaklar, gece kuşları, baykuşlar, yarasalar, ayıboğanlar…

HavadaKaçağınKüllerive is kokusu…DoğuEkspresiunutulmuş, yitik bir yola sapmış; tek yolcusu yabancı, en çok da kendine…

Kar beyazın yuttuğu, örttüğü, kış cinine teslim bir dünya.

Beyazlar içinde bir düş ülkesi.

Lapa lapa yağan karın, tipinin, boranın söndüremediği gözlerden uzak bir yangının külleri havada dönüp dururken, Mehmet Sait Taşkıran masalsı bir dille anlattığı öyküleriyle okuru unutulmaz bir yolculuğa çıkarıyor.

Yolları özleyenlere…

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat