Kurumlar içindeki tefrika ve ayrımcılık öyle bir safhaya gelmişti ki; asker, polis, öğretim görevlileri, hâkimler, savcılar, barolar, tıp camiası ve daha nice kurumlarda güven ve istikrar adına çok büyük sıkıntılar yaşanıyordu. Bunların diri ve taze tutulmasını ise basın ve medyanın kirli ayakları üstleniyordu. İnsanların manevi olarak çıkış aradığı ruhlarını aydınlatmak, manevi kalp temizliği ve mucizevi bir hayat isteklerine çare olarak gördükleri cemaat ve tarikatlar bile birbirlerine tahammül edemiyorlardı. Durum böyle olunca da ülkede kargaşa, kaos, korkunun ardı arkası kesilmiyordu.
Kurumlar içindeki tefrika ve ayrımcılık öyle bir safhaya gelmişti ki; asker, polis, öğretim görevlileri, hâkimler, savcılar, barolar, tıp camiası ve daha nice kurumlarda güven ve istikrar adına çok büyük sıkıntılar yaşanıyordu. Bunların diri ve taze tutulmasını ise basın ve medyanın kirli ayakları üstleniyordu. İnsanların manevi olarak çıkış aradığı ruhlarını aydınlatmak, manevi kalp temizliği ve mucizevi bir hayat isteklerine çare olarak gördükleri cemaat ve tarikatlar bile birbirlerine tahammül edemiyorlardı. Durum böyle olunca da ülkede kargaşa, kaos, korkunun ardı arkası kesilmiyordu.