Halkın dedikodusunu, toplumun yargılamalarını, karaya hâlâ ak diyenlerin safsatalarını, kafana uygun, seni mutlu edecek, belki de, öl desen ölecek biri hep seni bekler. İçindeki tabuları yık, bir tarafa at, geçmişi sil aklından ya da bırak bir kenara önüne bak. Yolunu bulasın. Yıllardır babanın tafrasından yüzün gülmedi. Seni evlat sevgisi ile bağrına basmadı. Öyleyse neye yarar babalığı? Gel eteğindeki taşları dök. Seni umutla bekleyene aç kollarını. Al götür yaylalardan kurtar onu. Bağrına bas, maddi manevi her zaman yanındayım. Sana söz edenin dilini, el uzatanın kolunu keserim…”
Halkın dedikodusunu, toplumun yargılamalarını, karaya hâlâ ak diyenlerin safsatalarını, kafana uygun, seni mutlu edecek, belki de, öl desen ölecek biri hep seni bekler. İçindeki tabuları yık, bir tarafa at, geçmişi sil aklından ya da bırak bir kenara önüne bak. Yolunu bulasın. Yıllardır babanın tafrasından yüzün gülmedi. Seni evlat sevgisi ile bağrına basmadı. Öyleyse neye yarar babalığı? Gel eteğindeki taşları dök. Seni umutla bekleyene aç kollarını. Al götür yaylalardan kurtar onu. Bağrına bas, maddi manevi her zaman yanındayım. Sana söz edenin dilini, el uzatanın kolunu keserim…”