“Size bu ak düğümlerin açık olduğu bir yer göstereceğim; burası İngilizler, İrlandalılar, Ruslar, dünyanın dört bir yanından gelen, yetkililer tarafından takip edilen, ölüm tehditleri alan, politik nedenlerle sürgüne gönderilen insanlarla dolu olan, nehir kenarında yer alan bir ada. Orada bütün diller birbirleriyle karışmış durumda; her çeşit sesi duymak mümkün. Oraya giden kimse dönmek istemiyor. Çünkü orada ölüler mülteciler.”
"Yok Kent'inAdabaşlıklı bölümünde Parana Deltası'nda yer alan, James Joyce'unFinnegan'nın Uyanışı'nın bir kutsal kitapmışçasına okunduğu bir adadan bahsediliyordu. Hikâyeye bayılmıştım.Yok Kent, Piglia eserlerinde beklenmedik bir hamleydi.Bu romanı, yıllar boyunca, defalarca okudum; her seferinde gözlerimi kamaştırıyor, her defasında sanki ilk kez okuyormuşum hissini veriyor.”
- Pablo De Santis
“Size bu ak düğümlerin açık olduğu bir yer göstereceğim; burası İngilizler, İrlandalılar, Ruslar, dünyanın dört bir yanından gelen, yetkililer tarafından takip edilen, ölüm tehditleri alan, politik nedenlerle sürgüne gönderilen insanlarla dolu olan, nehir kenarında yer alan bir ada. Orada bütün diller birbirleriyle karışmış durumda; her çeşit sesi duymak mümkün. Oraya giden kimse dönmek istemiyor. Çünkü orada ölüler mülteciler.”
"Yok Kent'inAdabaşlıklı bölümünde Parana Deltası'nda yer alan, James Joyce'unFinnegan'nın Uyanışı'nın bir kutsal kitapmışçasına okunduğu bir adadan bahsediliyordu. Hikâyeye bayılmıştım.Yok Kent, Piglia eserlerinde beklenmedik bir hamleydi.Bu romanı, yıllar boyunca, defalarca okudum; her seferinde gözlerimi kamaştırıyor, her defasında sanki ilk kez okuyormuşum hissini veriyor.”
- Pablo De Santis