Küresel dünyada insan yaşamının cilveleri, Mutlu bir toplum yaratmış olan gelişmiş ülkeler kendi düzenini kurmuştur. Ancak, dünya nüfusunun önemli bir kesiminde insanlar ve toplumlar açlık sınırları altında yaşamını sürdürmektedir. Bu ülkeler Çürümüşlükten dirilişe engel olan ülkelerdir. Geri kalmış yokluk yoksulluk açlık sınırının altında ve içinde olan ülkeler, Yön duygusunu yitirmiş coşkusu yok olmuştur. Umutlar boşa çıkmış tutunan dallar kırılmıştır. Çılgın tüketim rüzgârı estirilmiş üretip kazanma hevesi söndürülmüştür. Toplum daha da dengesizleştirilmiş, insancıl değerler yıkılmıştır. Aşılmış olması gereken ikilemler aşılamamış, kutuplaşmalar keskinleştirilmiştir. Kamuya hizmet anlayışı aşınmış, kamu yönetimi yozlaştırılmıştır. Dıştan ekonomik model dayatılırken, içte düşünce terörü estirilmiştir. Her alana egemen olunmuştur. Olaylar sorunlar ve bunalımlar önünde, nereye doğru sürüklendiğini bilmeyen geri kalmış gelişememiş birçok ülkenin insanları ve toplumları açlık sınırları altında yaşamlarını sürdürmektedir. İçteki niteliksizlikleri dıştan görülen bir ülke uluslar topluğunda ki yeri bakımından kendine güvenini elbette yitirir. İşte kitabın içeriğinde anlatılan bu konular geri kalmış gelişememiş birçok ülkenin insan yaşamını etkileyen konulardaki yetersizliği, milyonlarca (6) altı yaş altı çocuğun ölümü de yürekler acısıdır. Görmemezlikten gelmek insan hakları yönünden, acı bir gerçektir. Olaylar sorunlar ve bunalımlar önünde sürüklenen bir toplum söz konusu nereye doğru sürüklendiğini kestiremez. Sürükleniş o insanların ve toplumların kaderi değildir. Geri kalmışlıktan kurtulabilmek için Nasıl bir insan modeli söz konusu olabilir? Yaşamında, geldiği noktada, bir var oluş nedeni, bir hedefi, ilkeleri, güzel ahlakı, iyi ve sağlam karakter özellikleri olan dürüst ve düzgün insanları, temiz ve bilinçli insanları, yurdunu seven, evrensel değerleri benimseyebilmiş, kendi öz tarihine ve de anadiline sahip çıkabilmiş İNSAN modelini temelde var saymalıyız. Bu özellikleri ana yapısında, temelinde olan bir insanların değişik donanımlarla, bilimsellikle, araştırmacılıkla… Kendini tamamladığını düşünelim:
Küresel dünyada insan yaşamının cilveleri, Mutlu bir toplum yaratmış olan gelişmiş ülkeler kendi düzenini kurmuştur. Ancak, dünya nüfusunun önemli bir kesiminde insanlar ve toplumlar açlık sınırları altında yaşamını sürdürmektedir. Bu ülkeler Çürümüşlükten dirilişe engel olan ülkelerdir. Geri kalmış yokluk yoksulluk açlık sınırının altında ve içinde olan ülkeler, Yön duygusunu yitirmiş coşkusu yok olmuştur. Umutlar boşa çıkmış tutunan dallar kırılmıştır. Çılgın tüketim rüzgârı estirilmiş üretip kazanma hevesi söndürülmüştür. Toplum daha da dengesizleştirilmiş, insancıl değerler yıkılmıştır. Aşılmış olması gereken ikilemler aşılamamış, kutuplaşmalar keskinleştirilmiştir. Kamuya hizmet anlayışı aşınmış, kamu yönetimi yozlaştırılmıştır. Dıştan ekonomik model dayatılırken, içte düşünce terörü estirilmiştir. Her alana egemen olunmuştur. Olaylar sorunlar ve bunalımlar önünde, nereye doğru sürüklendiğini bilmeyen geri kalmış gelişememiş birçok ülkenin insanları ve toplumları açlık sınırları altında yaşamlarını sürdürmektedir. İçteki niteliksizlikleri dıştan görülen bir ülke uluslar topluğunda ki yeri bakımından kendine güvenini elbette yitirir. İşte kitabın içeriğinde anlatılan bu konular geri kalmış gelişememiş birçok ülkenin insan yaşamını etkileyen konulardaki yetersizliği, milyonlarca (6) altı yaş altı çocuğun ölümü de yürekler acısıdır. Görmemezlikten gelmek insan hakları yönünden, acı bir gerçektir. Olaylar sorunlar ve bunalımlar önünde sürüklenen bir toplum söz konusu nereye doğru sürüklendiğini kestiremez. Sürükleniş o insanların ve toplumların kaderi değildir. Geri kalmışlıktan kurtulabilmek için Nasıl bir insan modeli söz konusu olabilir? Yaşamında, geldiği noktada, bir var oluş nedeni, bir hedefi, ilkeleri, güzel ahlakı, iyi ve sağlam karakter özellikleri olan dürüst ve düzgün insanları, temiz ve bilinçli insanları, yurdunu seven, evrensel değerleri benimseyebilmiş, kendi öz tarihine ve de anadiline sahip çıkabilmiş İNSAN modelini temelde var saymalıyız. Bu özellikleri ana yapısında, temelinde olan bir insanların değişik donanımlarla, bilimsellikle, araştırmacılıkla… Kendini tamamladığını düşünelim: