Van şehir merkezine dokuz kilometre mesafede, Erek Dağı’nın koynunda, yeşillikler ve akarsular arasında bir köy; Değirmenköy. Bu kitapta 1960’lı yıllarda elektriği ya da radyoyu bir kenara bırakalım, el arabası dahi bulunmayan bu köyde insanların zorluklar içerisinde, tamamen doğal imkanlarla, dışa hiçbir bağlılık duymadan, kendi kendilerine yeten bir topluluk halinde nasıl yaşadıklarına tanık olacaksınız. Traktörsüz, öküzlerle tarla sürmelerine, kamyonsuz öküz arabaları ile yük taşımalarına, otomobilsiz atlı ulaşım sağlamalarına tanık olacaksınız. Sıfır atık kavramını doğal olarak gerçekleştiren bu tertemiz köyden nasıl hiç çöp çıkmadığını göreceksiniz. Bu köyde senetsiz, kefilsiz anlaşmaların nasıl yapıldığını, sözün nasıl senet yerine geçtiğini göreceksiniz
Van şehir merkezine dokuz kilometre mesafede, Erek Dağı’nın koynunda, yeşillikler ve akarsular arasında bir köy; Değirmenköy. Bu kitapta 1960’lı yıllarda elektriği ya da radyoyu bir kenara bırakalım, el arabası dahi bulunmayan bu köyde insanların zorluklar içerisinde, tamamen doğal imkanlarla, dışa hiçbir bağlılık duymadan, kendi kendilerine yeten bir topluluk halinde nasıl yaşadıklarına tanık olacaksınız. Traktörsüz, öküzlerle tarla sürmelerine, kamyonsuz öküz arabaları ile yük taşımalarına, otomobilsiz atlı ulaşım sağlamalarına tanık olacaksınız. Sıfır atık kavramını doğal olarak gerçekleştiren bu tertemiz köyden nasıl hiç çöp çıkmadığını göreceksiniz. Bu köyde senetsiz, kefilsiz anlaşmaların nasıl yapıldığını, sözün nasıl senet yerine geçtiğini göreceksiniz