Çağımız insanı ne büyük yalnızlıklar yaşıyor. Gökdelenler, akıllı evler, rezidanslar derken, her türlü lüksün bulunduğu, beş yıldızlı otel konforunda hayatların yaşandığı, her şeyin olduğu ama huzurun bulunmadığı bir çağdayız. Her apartman bir köy büyüklüğünde ama kimse kimseyi tanımıyor. Kapı komşunuzla bile selamlaşmak neredeyse merasime tâbi. Bunalıyoruz, içimiz daralıyor. Anton Çehov’un hikâyelerindeki at arabacısı gibiyiz.
Teknoloji geliştikçe birbirimizden daha çok uzaklaştık. Çağın mekanikliği ruhumuza da yansıdı. Yabancılaştık, yalnızlaştık. Sevgisiz ve ilgisiz olmaya başladık. Oysa böyle miydik daha çeyrek asır önce?
Akıllı telefonlar, tabletler, bize hizmet etmesi gerekirken esiri olduğumuz teknoloji bizi insanlığımızdan çıkarmıyor mu? Sabah uyanır uyanmaz ilk işimiz Facebook, twitter hesabımızı kontrol etmek. Akıllı telefonla oynamak, oyalanmak. Yatağa girmeden önceki son işimiz de bu. Neredeyse uykularımızı böleceğiz bunlar için. Tabii ki gece uyuyanlar için bu durum söz konusu. Bir de tüm gece ekranın kölesi, bilgisayarın tutsağı olanlarımız var. Gel de Ahmet Haşim’in “Müslüman Saati” yazısını hatırlama.
Çağımız insanı ne büyük yalnızlıklar yaşıyor. Gökdelenler, akıllı evler, rezidanslar derken, her türlü lüksün bulunduğu, beş yıldızlı otel konforunda hayatların yaşandığı, her şeyin olduğu ama huzurun bulunmadığı bir çağdayız. Her apartman bir köy büyüklüğünde ama kimse kimseyi tanımıyor. Kapı komşunuzla bile selamlaşmak neredeyse merasime tâbi. Bunalıyoruz, içimiz daralıyor. Anton Çehov’un hikâyelerindeki at arabacısı gibiyiz.
Teknoloji geliştikçe birbirimizden daha çok uzaklaştık. Çağın mekanikliği ruhumuza da yansıdı. Yabancılaştık, yalnızlaştık. Sevgisiz ve ilgisiz olmaya başladık. Oysa böyle miydik daha çeyrek asır önce?
Akıllı telefonlar, tabletler, bize hizmet etmesi gerekirken esiri olduğumuz teknoloji bizi insanlığımızdan çıkarmıyor mu? Sabah uyanır uyanmaz ilk işimiz Facebook, twitter hesabımızı kontrol etmek. Akıllı telefonla oynamak, oyalanmak. Yatağa girmeden önceki son işimiz de bu. Neredeyse uykularımızı böleceğiz bunlar için. Tabii ki gece uyuyanlar için bu durum söz konusu. Bir de tüm gece ekranın kölesi, bilgisayarın tutsağı olanlarımız var. Gel de Ahmet Haşim’in “Müslüman Saati” yazısını hatırlama.