Nisan yağmurları gibi en kısa ve en şiddetli hallerini yaşarken ömrünün başıboş zaman dilimlerinde, sığınacak tek bir liman ararsın.
İşte o zaman eskilerde kalan bir dost vardır, sonbahar hüzünleri gibi…
Parlayan, içi en çok yanandır
Bu uzun zaman önce başlayan bir düştü. Uzun zaman önce başlayan; asırlar, kuşaklar sonra bile devam eden kocaman bir düş…
Bu var olmak kadar eski, var olmak kadar olağan ve aslında var olmak kadar kendiliğinden olan bir düştü…
Nisan yağmurları gibi en kısa ve en şiddetli hallerini yaşarken ömrünün başıboş zaman dilimlerinde, sığınacak tek bir liman ararsın.
İşte o zaman eskilerde kalan bir dost vardır, sonbahar hüzünleri gibi…
Parlayan, içi en çok yanandır
Bu uzun zaman önce başlayan bir düştü. Uzun zaman önce başlayan; asırlar, kuşaklar sonra bile devam eden kocaman bir düş…
Bu var olmak kadar eski, var olmak kadar olağan ve aslında var olmak kadar kendiliğinden olan bir düştü…