Doğduğumuz günden beri, her yerde sürekli olarak “ne yapmamız gerektiği” söyleniyor.
Toplumda iyi bir insan olmamız için sınırlarımız çizili.
Bu sınırların dışına çıkmanın “hoş olmayacağı” öğretildi.
Ancak kalıplara sığmıyor yaşam…
Duygularımızı baskılarken, “onaylanmama veya eleştirilme” endişesi ile düşüncelerimizi de monotonlaştırdık. Oysa; 9. yüzyılda yaşayan filozof Lupelius ne güzel söylemiş:
“Evren olduğu haliyle mükemmeldir. Değişmesi gereken tek şey sensin”.
Bu kitabı okurken, kendi yaşamınızda benzer durumlarda neleri doğru yaptığınızı, yanlışlarınızı ya da eksikliklerinizi fark edebilirsiniz.
Unutmayın, “Farkındalık, değişime açılan kapıdır”.
Doğduğumuz günden beri, her yerde sürekli olarak “ne yapmamız gerektiği” söyleniyor.
Toplumda iyi bir insan olmamız için sınırlarımız çizili.
Bu sınırların dışına çıkmanın “hoş olmayacağı” öğretildi.
Ancak kalıplara sığmıyor yaşam…
Duygularımızı baskılarken, “onaylanmama veya eleştirilme” endişesi ile düşüncelerimizi de monotonlaştırdık. Oysa; 9. yüzyılda yaşayan filozof Lupelius ne güzel söylemiş:
“Evren olduğu haliyle mükemmeldir. Değişmesi gereken tek şey sensin”.
Bu kitabı okurken, kendi yaşamınızda benzer durumlarda neleri doğru yaptığınızı, yanlışlarınızı ya da eksikliklerinizi fark edebilirsiniz.
Unutmayın, “Farkındalık, değişime açılan kapıdır”.