Yolumuz Devrim Yolu - Bir Altmışsekizli Yetişiyor

Stok Kodu:
9786257198554
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
294
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2020
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
%30 indirimli
350,00TL
245,00TL
Taksitli fiyat: 9 x 29,94TL
Temin süresi 2-5 gündür.
9786257198554
924761
Yolumuz Devrim Yolu - Bir Altmışsekizli Yetişiyor
Yolumuz Devrim Yolu - Bir Altmışsekizli Yetişiyor
245.00

Ellerimde ayakkabılarımla, hangi yoldan, kiminle ve nasıl gittim, bilmiyorum. Oraya vardığımızda epeyce bir kalabalığın çoktan orda toparlandığını gördük. En geç beş dakika sonra yakalananlar hariç tam kadro ordaydık: Zafer Meydanı'nda, ya da -daha doğrusu: Orduevi'nin önünde- kalabalıklaşmış, trafiği durdurmuş, bağırıyorduk: "Ordu-gençlik elele / Milli cephede", "Bağımsız Türkiye", "Kahrolsun Amerika!" Sloganlarımız dalga dalga yükseliyor, işten çıkanlar, alışverişten dönenler bizi ilgiyle izliyordu. [Gökalp'in anlattığına göre Deniz o hızla Orduevi'nin içine dalıp orada slogan atmış, subayların dışarı fırlaması bundanmış!]

Derken Orduevi'nden çıkıp bizi izlemeye gelenler oldu, üniformalarıyla. Bize acıyarak bakanlar da vardı, ağlayanlar da; elleri cebinde, alayla seyredenler de. 28- 29 Nisan'ın havasını anyorduk sanki: öğrenciye kendini siper edip polisten koruyan, 27 Mayıs'tan sonra gençlerle kolkola yürüyüş yapan devrimci subayları mı bulacaktık? Yüzü-gözü patlamış, kan içinde olanlar vardı aramızda. Onlara bile tepki göstermiyor, öyle durmuş show seyreder gibi bizi seyrediyorlardı. İşte Milli Demokratik Devrim (MDD) düşüncesinin "asker-sivil aydın zümre önderliği" tezinden ilk kuşkuya kapılmam orda oldu. Zaten sonradan bu olay aramızda çok eleştirildi, çok tartışıldı.

Ellerimde ayakkabılarımla, hangi yoldan, kiminle ve nasıl gittim, bilmiyorum. Oraya vardığımızda epeyce bir kalabalığın çoktan orda toparlandığını gördük. En geç beş dakika sonra yakalananlar hariç tam kadro ordaydık: Zafer Meydanı'nda, ya da -daha doğrusu: Orduevi'nin önünde- kalabalıklaşmış, trafiği durdurmuş, bağırıyorduk: "Ordu-gençlik elele / Milli cephede", "Bağımsız Türkiye", "Kahrolsun Amerika!" Sloganlarımız dalga dalga yükseliyor, işten çıkanlar, alışverişten dönenler bizi ilgiyle izliyordu. [Gökalp'in anlattığına göre Deniz o hızla Orduevi'nin içine dalıp orada slogan atmış, subayların dışarı fırlaması bundanmış!]

Derken Orduevi'nden çıkıp bizi izlemeye gelenler oldu, üniformalarıyla. Bize acıyarak bakanlar da vardı, ağlayanlar da; elleri cebinde, alayla seyredenler de. 28- 29 Nisan'ın havasını anyorduk sanki: öğrenciye kendini siper edip polisten koruyan, 27 Mayıs'tan sonra gençlerle kolkola yürüyüş yapan devrimci subayları mı bulacaktık? Yüzü-gözü patlamış, kan içinde olanlar vardı aramızda. Onlara bile tepki göstermiyor, öyle durmuş show seyreder gibi bizi seyrediyorlardı. İşte Milli Demokratik Devrim (MDD) düşüncesinin "asker-sivil aydın zümre önderliği" tezinden ilk kuşkuya kapılmam orda oldu. Zaten sonradan bu olay aramızda çok eleştirildi, çok tartışıldı.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat