“Öle öle ilerliyorduk! Sarı sarı iş makinelerinin olduğu bir yere geldik. Burada sarı insanlar, -insan demeye dilim varmıyor- ölüm kustuğuna göre sarı sarı makineler de ölüm kusuyordur herhalde. Zannedersem bizi buraya diri diri gömecekler! Kirli, kokmuş bir komutla insan sırasının ucu sarı sarı kepçelerin arkasına doğru ağır ağır ilerlemeye koyuldu. İnsanların kıpırdanmasıyla makineler de çalışmaya başladı. Makinelerin arkasında ne olup bittiğini göremiyorduk. Ancak makinelerin arkasına doğru ilerleyenler oradan geri çıkmıyordu. Makinelere yakınlaşanlardan bazıları, orada olan biteni görünce bayılıyordu. Ölümün yarısı olan bayılmaları, kurşunlar ölüme tamamlıyordu. Zannedersem sarı sarı kepçelerin arkasında insanlık öldürülüyordu.”
“Öle öle ilerliyorduk! Sarı sarı iş makinelerinin olduğu bir yere geldik. Burada sarı insanlar, -insan demeye dilim varmıyor- ölüm kustuğuna göre sarı sarı makineler de ölüm kusuyordur herhalde. Zannedersem bizi buraya diri diri gömecekler! Kirli, kokmuş bir komutla insan sırasının ucu sarı sarı kepçelerin arkasına doğru ağır ağır ilerlemeye koyuldu. İnsanların kıpırdanmasıyla makineler de çalışmaya başladı. Makinelerin arkasında ne olup bittiğini göremiyorduk. Ancak makinelerin arkasına doğru ilerleyenler oradan geri çıkmıyordu. Makinelere yakınlaşanlardan bazıları, orada olan biteni görünce bayılıyordu. Ölümün yarısı olan bayılmaları, kurşunlar ölüme tamamlıyordu. Zannedersem sarı sarı kepçelerin arkasında insanlık öldürülüyordu.”