Yöneticilerde ahlak ve sosyal etkileşime bağlı eylemleri, yönetici gündemine şekil vermekte dolayısıyla toplumsal varoluşun ontolojisini biçimlendirmektedir. Öyle ki bu biçimlenme, bir yöneticiden zincirleme bir diğer yöneticiye geçmekte, kalıplaşmış davranışa ya da prototip yönetici modelini inşa edebilmektedir. Bu modelde yönetici, kendisi gibi düşünen, kendisi gibi konuşan, kendisi gibi davranan, kendisi gibi hisseden ve kendi amaçsallığı doğrultusunda diğer yöneticileri dizayn eder. Bu amaçsallıkta manipülatif güce dayalı beklenti yapıları, otorite beklentileriyle (Otoriter beklentilerde insan, neyin meşru kabul edildiğini, neyin doğru ya da yanlış, iyi ya da kötü olduğuna inanılanı kavrar.) pratik ve ahlaki bir anlam kazanan kültürel bir "gerekir" ve "olmalılar" matrisi şeklinde yapılandırılır. Manipülatif güce dayalı beklenti yapıları, insanların potansiyellerini veya fırsatlarını, inançlarını, duygularını, hislerini veya eğilimlerini kontrol eden davranışları gösterir. Esasen böyle bir yapı, belirli bir etki yaratmak için insan duygularının ve algılarının şekillendirildiği bir tiyatrodur. Bu yapı aynı zamanda yöneticilerin fikirlerinin, inançlarının ve duygularının kademeli olarak değiştirildiği "beyin yıkama" seansı olarak da ifade edilebilir. Benim nihai endişem, yöneticiyi etkileyen kolektif sosyal şiddettir.
Nihayetinde yönetici de bir insandır. İnsanı harekete geçiren irade gücü olduğu düşünüldüğünde irade; sosyal güçler ve sosyal davranış arasındaki merkezi bağlantı olduğu söylenebilir. Öz yargılar, anlamlar, değerler ve normlar ortamında tümevarımsal düşünce ile sosyal alan içinde eylem koordinasyonu, beklentiler yapısının gelişimini ya da kristalleşmesini kanıtlarlar. Yine de, beklenti yapısını domine eden ve bu şekilde karakterize eden belirli bir gücü nedeniyle yönetici sınıfın, yönetici beklentileri tümevarımsal, etkileşimsel, entelektüel veya otoriter olarak düşünülebilir. Yöneticide, bu zaman ve mekandaki dinamik psikolojik alan olan algı, kişilik, davranışsal (Normalite ve Anormalite, Kolmpleks Mecburiyeti, Anti-Demokratik Yapısal Sorunlar) eğilimler, beklentiler, irade ve tezahür davranışlarının birleşik bir bütünüdür. Bir birlik olarak davranır, algılar, algılar ve davranır.
Yöneticiyi, ötekinin farkına varmaya ve onun eğilimlerini ve belirlenebilirlerini özel ve açık hale getirmeye zorlayan güçlerdir. Ancak algı bu güncelliği seçen, değiştiren ve yorumlayan bir süreçtir. Dolayısıyla yönetici sosyal etkileşime bağlı algısı, ifade alanıdır, bir başkasının sözlerinin, giysisinin, jestlerinin ve fiziksel görünümünün bir bütünüdür. Bu alan, bu alanların birbiriyle ilişkili tezahürlerini, eğilimlerini, belirlenebilirlerini ve güçlerini kapsar ve gizli kalıplarını ve düzenlerini tanımlayan ortak bileşenlerle sınırlandırabilir. Özellikle mekanın sosyal kısmını tanımlar ve zenginlik, güç, prestij ve sınıfın bileşenleridir. Bu noktada yöneticide; eylemin anlamı, temelde yatan niyetler, nedenler veya nedenlerle verdiği birliktir. Yönetici, nedensel yapı atfederek veya alanını nedenlerle görerek (ahlaki amaç tarafından motive edildiğini görmek) gerçeklikle ilgili neden ve sonuç dünyasında, ahlaki yargıları, olgu, tutum ve davranışları ile sosyal etkileşimin artan düzen ve istikrarına bağlı eylem koordinasyonuna temelde çerçeve çizer.
Yönetim bilimlerine, özellikle yönetim ve yönetici ahlakı boyutuyla katkı sağlaması umuduyla!...
Yöneticilerde ahlak ve sosyal etkileşime bağlı eylemleri, yönetici gündemine şekil vermekte dolayısıyla toplumsal varoluşun ontolojisini biçimlendirmektedir. Öyle ki bu biçimlenme, bir yöneticiden zincirleme bir diğer yöneticiye geçmekte, kalıplaşmış davranışa ya da prototip yönetici modelini inşa edebilmektedir. Bu modelde yönetici, kendisi gibi düşünen, kendisi gibi konuşan, kendisi gibi davranan, kendisi gibi hisseden ve kendi amaçsallığı doğrultusunda diğer yöneticileri dizayn eder. Bu amaçsallıkta manipülatif güce dayalı beklenti yapıları, otorite beklentileriyle (Otoriter beklentilerde insan, neyin meşru kabul edildiğini, neyin doğru ya da yanlış, iyi ya da kötü olduğuna inanılanı kavrar.) pratik ve ahlaki bir anlam kazanan kültürel bir "gerekir" ve "olmalılar" matrisi şeklinde yapılandırılır. Manipülatif güce dayalı beklenti yapıları, insanların potansiyellerini veya fırsatlarını, inançlarını, duygularını, hislerini veya eğilimlerini kontrol eden davranışları gösterir. Esasen böyle bir yapı, belirli bir etki yaratmak için insan duygularının ve algılarının şekillendirildiği bir tiyatrodur. Bu yapı aynı zamanda yöneticilerin fikirlerinin, inançlarının ve duygularının kademeli olarak değiştirildiği "beyin yıkama" seansı olarak da ifade edilebilir. Benim nihai endişem, yöneticiyi etkileyen kolektif sosyal şiddettir.
Nihayetinde yönetici de bir insandır. İnsanı harekete geçiren irade gücü olduğu düşünüldüğünde irade; sosyal güçler ve sosyal davranış arasındaki merkezi bağlantı olduğu söylenebilir. Öz yargılar, anlamlar, değerler ve normlar ortamında tümevarımsal düşünce ile sosyal alan içinde eylem koordinasyonu, beklentiler yapısının gelişimini ya da kristalleşmesini kanıtlarlar. Yine de, beklenti yapısını domine eden ve bu şekilde karakterize eden belirli bir gücü nedeniyle yönetici sınıfın, yönetici beklentileri tümevarımsal, etkileşimsel, entelektüel veya otoriter olarak düşünülebilir. Yöneticide, bu zaman ve mekandaki dinamik psikolojik alan olan algı, kişilik, davranışsal (Normalite ve Anormalite, Kolmpleks Mecburiyeti, Anti-Demokratik Yapısal Sorunlar) eğilimler, beklentiler, irade ve tezahür davranışlarının birleşik bir bütünüdür. Bir birlik olarak davranır, algılar, algılar ve davranır.
Yöneticiyi, ötekinin farkına varmaya ve onun eğilimlerini ve belirlenebilirlerini özel ve açık hale getirmeye zorlayan güçlerdir. Ancak algı bu güncelliği seçen, değiştiren ve yorumlayan bir süreçtir. Dolayısıyla yönetici sosyal etkileşime bağlı algısı, ifade alanıdır, bir başkasının sözlerinin, giysisinin, jestlerinin ve fiziksel görünümünün bir bütünüdür. Bu alan, bu alanların birbiriyle ilişkili tezahürlerini, eğilimlerini, belirlenebilirlerini ve güçlerini kapsar ve gizli kalıplarını ve düzenlerini tanımlayan ortak bileşenlerle sınırlandırabilir. Özellikle mekanın sosyal kısmını tanımlar ve zenginlik, güç, prestij ve sınıfın bileşenleridir. Bu noktada yöneticide; eylemin anlamı, temelde yatan niyetler, nedenler veya nedenlerle verdiği birliktir. Yönetici, nedensel yapı atfederek veya alanını nedenlerle görerek (ahlaki amaç tarafından motive edildiğini görmek) gerçeklikle ilgili neden ve sonuç dünyasında, ahlaki yargıları, olgu, tutum ve davranışları ile sosyal etkileşimin artan düzen ve istikrarına bağlı eylem koordinasyonuna temelde çerçeve çizer.
Yönetim bilimlerine, özellikle yönetim ve yönetici ahlakı boyutuyla katkı sağlaması umuduyla!...