Örgütleri; günlük yaşamın vazgeçilmez kurumlarından, akademisyenlerin en önemli çalışma alanlarından ve yöneticilerin yoğun ilgi merkezlerinden birisi olarak ifade edersek yanlış bir şey söylemiş olmayız. Örgütler yaşamın her alanında iç içe olduğumuz kurumlardır. Alış veriş yaparken, sinemaya giderken, bir banka ile çalışırken, vb. aktivitelerde örgütler ile iletişim halindeyiz. Zamanımızın büyük bir bölümünü örgütler ile geçiririz.
Örgütler; akademisyenlerin üzerinde en çok düşündüğü, araştırma yaptığı, makaleler ve kitaplar yazdığı yönetim konularının başında gelmektedir. Örgütler; yöneticilerin kariyer basamaklarına başladıkları, verimlilik ve etkiliğe katkıda bulundukları ve kısaca geleceklerini planladıları kurumlardır. Açıklanan bu ve buna benzer birçok nedenlerden ötürü örgütler yönetim teorilerinden faydalanma yoluna giderler. Taylor, Fayol ve Weber gibi klasik yönetimciler daha çok üretimde verimliliğin artışı üzerinde durmuşlardır. Bunu yanında; işgören verimliliğinin yükseltilmesi, işletme fonksiyonları ve yetki kavramı gibi konulara ağırlık vermişlerdir. Mayo, Likert, McGregor ve Maslow gibi neoklasikler ise etkililik ve verimliliğin ve sistem konularında çalışmışlardır. Oysaki çağdaş yönetim teoristleri daha çok güncel yaklaşımlara eğilmişlerdir. Bu yaklaşımlara; kaynak bağımlılığı, işlem maliyet, nüfus ekolojisi, örnek edinme ve değişim mühendisliği örnek olarak verilebilinir.
Meslektaşımın; örgütlere, yöneticilere, akademisyenlere, öğrencilere ve en önemlisi yönetim literatürüne büyük katkı sağlayacak bir kitap hazırlamış olduğunu söyleyebiliriz. Kitapta, pratik edinimlerin yönetim teorileri ile içselleştirilip kullanıma hazır bilgi kaynağı haline getirildiğini görebiliriz.
- Doç. Dr. Mahammad Aliyev
Örgütleri; günlük yaşamın vazgeçilmez kurumlarından, akademisyenlerin en önemli çalışma alanlarından ve yöneticilerin yoğun ilgi merkezlerinden birisi olarak ifade edersek yanlış bir şey söylemiş olmayız. Örgütler yaşamın her alanında iç içe olduğumuz kurumlardır. Alış veriş yaparken, sinemaya giderken, bir banka ile çalışırken, vb. aktivitelerde örgütler ile iletişim halindeyiz. Zamanımızın büyük bir bölümünü örgütler ile geçiririz.
Örgütler; akademisyenlerin üzerinde en çok düşündüğü, araştırma yaptığı, makaleler ve kitaplar yazdığı yönetim konularının başında gelmektedir. Örgütler; yöneticilerin kariyer basamaklarına başladıkları, verimlilik ve etkiliğe katkıda bulundukları ve kısaca geleceklerini planladıları kurumlardır. Açıklanan bu ve buna benzer birçok nedenlerden ötürü örgütler yönetim teorilerinden faydalanma yoluna giderler. Taylor, Fayol ve Weber gibi klasik yönetimciler daha çok üretimde verimliliğin artışı üzerinde durmuşlardır. Bunu yanında; işgören verimliliğinin yükseltilmesi, işletme fonksiyonları ve yetki kavramı gibi konulara ağırlık vermişlerdir. Mayo, Likert, McGregor ve Maslow gibi neoklasikler ise etkililik ve verimliliğin ve sistem konularında çalışmışlardır. Oysaki çağdaş yönetim teoristleri daha çok güncel yaklaşımlara eğilmişlerdir. Bu yaklaşımlara; kaynak bağımlılığı, işlem maliyet, nüfus ekolojisi, örnek edinme ve değişim mühendisliği örnek olarak verilebilinir.
Meslektaşımın; örgütlere, yöneticilere, akademisyenlere, öğrencilere ve en önemlisi yönetim literatürüne büyük katkı sağlayacak bir kitap hazırlamış olduğunu söyleyebiliriz. Kitapta, pratik edinimlerin yönetim teorileri ile içselleştirilip kullanıma hazır bilgi kaynağı haline getirildiğini görebiliriz.
- Doç. Dr. Mahammad Aliyev