Eğitim, insanlığın varoluşundan bu yana üzerinde durulan olgulardan birisidir. En ilkel toplumlarda bile eğitim yoluyla kültürlenme söz konusuyken eğitimin kurumsallaşmasıyla eğitime yüklenen anlam ve görevler de artmıştır. Bilgi çağına girilmesiyle birlikte toplumların refahı ve zenginliği eskiden olduğu gibi daha çok toprak veya sermayeye değil daha çok bilgiye sahip olma ve bu bilgiyi verimli bir şekilde kullanma becerisi ile ölçülür olmuştur.
Toplumsal ilerlemenin gerçekleştirilmesi için tüm eğitim kademelerinin eş güdüm ve uyum içerisinde üzerine düşeni yapması beklenmektedir. Bu eğitim kademelerinden biri olan yükseköğretimin ise, ilerleme üzerinde doğrudan etkisi olması dolayısıyla üzerinde en çok durulan eğitim kademesi olduğu düşünülmektedir. Nitekim, askeri ve siyasi başarının toplumsal ilerleme ile taçlandırılması gerektiğine inanan Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyet’in ilanından sonra başlattığı eğitim seferberliğini ilköğretim kademesi ile sınırlandırmamış ve 1933 Üniversite Reformu’na öncülük ederek yükseköğretimin öneminin de altını çizmiştir.
Bu eserin, Atatürk’ün başlattığı ilerleme yolunda yükseköğretim sistemini yeniden düşünmek için bir başlangıç noktası olması beklenmektedir. Amacımız, yükseköğretimin dünyadaki ve Türkiye’deki tarihsel gelişimini, mevcut durumunu ve geleceğini içine alan geniş bir pencereden bakarak resmin tamamını görmek ve göstermektir. Bu doğrultuda, bu eserin sadece yükseköğretim sisteminin paydaşlarının değil ülkenin geleceğine kafa yoran herkesin konu ile ilgili bilgi düzeyinin artırılmasına katkıda bulunacağı inancını taşımaktayız.
Eğitim, insanlığın varoluşundan bu yana üzerinde durulan olgulardan birisidir. En ilkel toplumlarda bile eğitim yoluyla kültürlenme söz konusuyken eğitimin kurumsallaşmasıyla eğitime yüklenen anlam ve görevler de artmıştır. Bilgi çağına girilmesiyle birlikte toplumların refahı ve zenginliği eskiden olduğu gibi daha çok toprak veya sermayeye değil daha çok bilgiye sahip olma ve bu bilgiyi verimli bir şekilde kullanma becerisi ile ölçülür olmuştur.
Toplumsal ilerlemenin gerçekleştirilmesi için tüm eğitim kademelerinin eş güdüm ve uyum içerisinde üzerine düşeni yapması beklenmektedir. Bu eğitim kademelerinden biri olan yükseköğretimin ise, ilerleme üzerinde doğrudan etkisi olması dolayısıyla üzerinde en çok durulan eğitim kademesi olduğu düşünülmektedir. Nitekim, askeri ve siyasi başarının toplumsal ilerleme ile taçlandırılması gerektiğine inanan Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyet’in ilanından sonra başlattığı eğitim seferberliğini ilköğretim kademesi ile sınırlandırmamış ve 1933 Üniversite Reformu’na öncülük ederek yükseköğretimin öneminin de altını çizmiştir.
Bu eserin, Atatürk’ün başlattığı ilerleme yolunda yükseköğretim sistemini yeniden düşünmek için bir başlangıç noktası olması beklenmektedir. Amacımız, yükseköğretimin dünyadaki ve Türkiye’deki tarihsel gelişimini, mevcut durumunu ve geleceğini içine alan geniş bir pencereden bakarak resmin tamamını görmek ve göstermektir. Bu doğrultuda, bu eserin sadece yükseköğretim sisteminin paydaşlarının değil ülkenin geleceğine kafa yoran herkesin konu ile ilgili bilgi düzeyinin artırılmasına katkıda bulunacağı inancını taşımaktayız.