Nietzsche'nin düşüncesine göre felsefe yaratmanın anlamını kavramaya çalışan bir akımdır, belli ilkelere dayanarak kendini sınırlayan bir dizge değildir. Bu akımın kaynağı da amacı da insandır. İnsan evrendedir, evrenin özüdür. Onu konu edinen felsefe de evrene yönelmeli, onu anlamaya, açıklamaya çalışmalıdır. Böyle bir anlayıştan yola çıkan felsefe, Nietzsche'ye göre, “Yunan'ın Tragedya Çağı”nda doğmuştur. İnsanı bir us varlığı olarak sınırlandırmayan, onu evrenin bütünü içinde özgür, yaratıcı bir atılım odağı niteliğinde görenler de Thales, Anaksimenes, Anaksimandros, Herakleitos ve Empedokles gibi doğacı bilgelerdir. Onlardan sonra felsefede gerileme, kaynağından, insandan uzaklaşma, soyutlaşma başlamıştır.
Nietzsche'nin düşüncesine göre felsefe yaratmanın anlamını kavramaya çalışan bir akımdır, belli ilkelere dayanarak kendini sınırlayan bir dizge değildir. Bu akımın kaynağı da amacı da insandır. İnsan evrendedir, evrenin özüdür. Onu konu edinen felsefe de evrene yönelmeli, onu anlamaya, açıklamaya çalışmalıdır. Böyle bir anlayıştan yola çıkan felsefe, Nietzsche'ye göre, “Yunan'ın Tragedya Çağı”nda doğmuştur. İnsanı bir us varlığı olarak sınırlandırmayan, onu evrenin bütünü içinde özgür, yaratıcı bir atılım odağı niteliğinde görenler de Thales, Anaksimenes, Anaksimandros, Herakleitos ve Empedokles gibi doğacı bilgelerdir. Onlardan sonra felsefede gerileme, kaynağından, insandan uzaklaşma, soyutlaşma başlamıştır.