Yüreğini Haramdan Sakın

Stok Kodu:
9789752468122
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
528
Baskı:
6
Basım Tarihi:
2021-09
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
%22 indirimli
375,00TL
292,50TL
Taksitli fiyat: 9 x 35,75TL
Temin süresi 2-5 gündür.
9789752468122
984110
Yüreğini Haramdan Sakın
Yüreğini Haramdan Sakın
292.50

Sakınılan bir bakışla başlayan Gözlerini Haramdan Sakın yolculuğunun okyanusvari rüzgarı Yüreğini Haramdan Sakın’la esmeye devam ediyor…

Artık buradaydı Betül, ulaşılmaz dediği adamın o çetin sınırlarının hemen dibinde... Yakınındayken daha sert esen Ömer’in rüzgarı artık Betül’ü daha fazla sarsıyor fakat o huzurlu serinliği de daha özel hissettiriyordu. Aralarındaki onca mesafeden geriye kalan sınırları aşmanın neler getireceğinden ikisi de habersizdi. Fakat bir gerçek vardı; artık o rüzgârda savrulan yalnızca Betül olmayacak, Ömer de kendi rüzgârının tadına bakacaktı.

Tehlike yaklaşmaya, silahlar patlamaya ve güneş de umursamazca parıldamaya devam ediyordu.

“Gözlerini açıp bana döndüğünde montumu tutup beni kendine çekti ve başımı göğsüne yasladı. Kahkahalarım karnımı ağrıtacak boyuta ulaştığında yüzümü kazağına doğru çevirdim. Kazağı gözyaşlarımla ıslanıyordu. Zor çıkan sesimle, "Şükür..." dedim. Öylesine değildi, tüm samimiyetimle söylemiştim; şu an için denilebilecek en güzel kelimenin bu olduğunu hissettiğim için...

Ömer önce güldü ve başım göğsüyle birlikte birkaç kez kalkıp indi. Sonra da omzumu biraz daha kendine bastırıp derin bir nefes aldı ve, "Şükür..." dedi; benim gibi…”

Sakınılan bir bakışla başlayan Gözlerini Haramdan Sakın yolculuğunun okyanusvari rüzgarı Yüreğini Haramdan Sakın’la esmeye devam ediyor…

Artık buradaydı Betül, ulaşılmaz dediği adamın o çetin sınırlarının hemen dibinde... Yakınındayken daha sert esen Ömer’in rüzgarı artık Betül’ü daha fazla sarsıyor fakat o huzurlu serinliği de daha özel hissettiriyordu. Aralarındaki onca mesafeden geriye kalan sınırları aşmanın neler getireceğinden ikisi de habersizdi. Fakat bir gerçek vardı; artık o rüzgârda savrulan yalnızca Betül olmayacak, Ömer de kendi rüzgârının tadına bakacaktı.

Tehlike yaklaşmaya, silahlar patlamaya ve güneş de umursamazca parıldamaya devam ediyordu.

“Gözlerini açıp bana döndüğünde montumu tutup beni kendine çekti ve başımı göğsüne yasladı. Kahkahalarım karnımı ağrıtacak boyuta ulaştığında yüzümü kazağına doğru çevirdim. Kazağı gözyaşlarımla ıslanıyordu. Zor çıkan sesimle, "Şükür..." dedim. Öylesine değildi, tüm samimiyetimle söylemiştim; şu an için denilebilecek en güzel kelimenin bu olduğunu hissettiğim için...

Ömer önce güldü ve başım göğsüyle birlikte birkaç kez kalkıp indi. Sonra da omzumu biraz daha kendine bastırıp derin bir nefes aldı ve, "Şükür..." dedi; benim gibi…”

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat