Yürü Bir Gerçeğe - Hakikat Sonrası'nı Anlamak

Stok Kodu:
9786053146537
Boyut:
13.5x21.5
Sayfa Sayısı:
240
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2023-08
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
%28 indirimli
180,00TL
129,60TL
Taksitli fiyat: 9 x 15,84TL
Temin süresi 2-5 gündür.
9786053146537
1299828
Yürü Bir Gerçeğe - Hakikat Sonrası'nı Anlamak
Yürü Bir Gerçeğe - Hakikat Sonrası'nı Anlamak
129.60

Bu çalışma, hakikat algımızdaki parçalanmanın yarattığı siyasi ve kültürel sonuçları, “kamusal alan”, “kamusallık” ve “kamusal tartışma” gibi kavramları merkezine alarak tartışıyor. Arendt’in, görünür olduğumuz ve birbirimizin gerçekliğine dokunduğumuz bir iletişim biçimi olarak betimlediği kamusallığın koşulları uzun zamandır yavaş yavaş ortadan kalkıyordu. Özçelik’in vurucu bir biçimde ifade ettiği gibi, şeylerin sahtesine ya da sanal olanına, kendisinden daha fazla değer atfedildiği günümüzde, kamusal bir iletişimin koşulları iyice sarsılmış ve hatta neredeyse yok olmuş durumda. Özçelik, böyle bir kamusal iletişimin olanaklarını zedeleyen yeni koşulları ince bir biçimde analiz ediyor. Artık neredeyse sıradan, gündelik bir gerçeklik haline dönüşen “alternatif hakikatler”, “sahte haberler”, “yalan bildirimler”, “uydurulmuş veriler” vb unsurların siyasetin dönüşümü ile bağlantısını göstermeye çalışıyor. Bir yandan siyasette gittikçe yükselen popülist liderler, öte yandan hakikat sonrası unsurların bombardımanına uğrayan zihinler…  Özçelik, kitabında, bu ikisinin birbirini nasıl beslediğini örneklerle etkileyici bir biçimde ortaya koyuyor. İletişim ve internet teknolojisindeki yeni gelişmelerin, yarattığı yeni fırsatlar yanında, siyasette karşılıklı “körleşme” ve birbirine duyarsızlaşmayı nasıl körüklediğini; yalan haberin yayılmasını nasıl kolaylaştırdığını çarpıcı bir biçimde irdeliyor. Ortak meselelerimiz konusunda tartışmamızın olanağı olan kamusal mecraların, retoriği baş tacı eden demagoglar ile düzensiz veri yığını ve sahte bilgilerle dumura uğrayan kitlelerin “ilişkisi” içinde elimizden nasıl kayıp gittiğinin hikâyesini sunuyor.  

Modern zihnin temel parametrelerinin kaybolduğu, parçalı ve kaotik bir gerçeklik kavrayışına adım attığımız, “herkesin kendine ait bir hakikati” olduğu zannına kapıldığı zamanımızda, Özçelik’in yapıtı, zihinlerimizi durulaştırmak, nedenler ve sonuçlar arasındaki bağlantıları kurabilmek, kavrayışımızı zenginleştirmek ve en önemlisi kötümser olmamak için ufuk açıcı bir katkı ortaya koyuyor.
Ali Akay 

Bu çalışma, hakikat algımızdaki parçalanmanın yarattığı siyasi ve kültürel sonuçları, “kamusal alan”, “kamusallık” ve “kamusal tartışma” gibi kavramları merkezine alarak tartışıyor. Arendt’in, görünür olduğumuz ve birbirimizin gerçekliğine dokunduğumuz bir iletişim biçimi olarak betimlediği kamusallığın koşulları uzun zamandır yavaş yavaş ortadan kalkıyordu. Özçelik’in vurucu bir biçimde ifade ettiği gibi, şeylerin sahtesine ya da sanal olanına, kendisinden daha fazla değer atfedildiği günümüzde, kamusal bir iletişimin koşulları iyice sarsılmış ve hatta neredeyse yok olmuş durumda. Özçelik, böyle bir kamusal iletişimin olanaklarını zedeleyen yeni koşulları ince bir biçimde analiz ediyor. Artık neredeyse sıradan, gündelik bir gerçeklik haline dönüşen “alternatif hakikatler”, “sahte haberler”, “yalan bildirimler”, “uydurulmuş veriler” vb unsurların siyasetin dönüşümü ile bağlantısını göstermeye çalışıyor. Bir yandan siyasette gittikçe yükselen popülist liderler, öte yandan hakikat sonrası unsurların bombardımanına uğrayan zihinler…  Özçelik, kitabında, bu ikisinin birbirini nasıl beslediğini örneklerle etkileyici bir biçimde ortaya koyuyor. İletişim ve internet teknolojisindeki yeni gelişmelerin, yarattığı yeni fırsatlar yanında, siyasette karşılıklı “körleşme” ve birbirine duyarsızlaşmayı nasıl körüklediğini; yalan haberin yayılmasını nasıl kolaylaştırdığını çarpıcı bir biçimde irdeliyor. Ortak meselelerimiz konusunda tartışmamızın olanağı olan kamusal mecraların, retoriği baş tacı eden demagoglar ile düzensiz veri yığını ve sahte bilgilerle dumura uğrayan kitlelerin “ilişkisi” içinde elimizden nasıl kayıp gittiğinin hikâyesini sunuyor.  

Modern zihnin temel parametrelerinin kaybolduğu, parçalı ve kaotik bir gerçeklik kavrayışına adım attığımız, “herkesin kendine ait bir hakikati” olduğu zannına kapıldığı zamanımızda, Özçelik’in yapıtı, zihinlerimizi durulaştırmak, nedenler ve sonuçlar arasındaki bağlantıları kurabilmek, kavrayışımızı zenginleştirmek ve en önemlisi kötümser olmamak için ufuk açıcı bir katkı ortaya koyuyor.
Ali Akay 

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat