“ Neyleyim köşkü, neyleyim sarayı, İçinde salınan yar olmayınca...” Böyle der eski bir türkü. Hayatta en çok vakit geçirdiğimiz yer evimiz, en çok birlikte olduğumuz insan eşimizdir. Annemize, babamıza, çocuğumuza, kardeşimize, arkadaşımıza... Açamadığımız sırları onunla paylaşırız. Ömür boyu süren hayat yolculu- ğumuzda yanımızda en çok bulunacak kişi odur. Sarayımızı, köşkümüzü, evimizi, yuvaya dönüştüren, yaşanabilir hale getiren onun varlığıdır. Yatağımızı, yorganımızı ömür boyu paylaştığımız tek kişi eşimizdir; Onunla göğüs gereriz tüm zorluklara, onunla atarız yuvamızın temelini! Bize geleceğe taşıyacak, biz öldükten sonra adımızı yaşatacak, istikbalde bizi temsil edecek, soyumuzu devam ettirecek nesiller ancak onunla mümkün olur.
“ Neyleyim köşkü, neyleyim sarayı, İçinde salınan yar olmayınca...” Böyle der eski bir türkü. Hayatta en çok vakit geçirdiğimiz yer evimiz, en çok birlikte olduğumuz insan eşimizdir. Annemize, babamıza, çocuğumuza, kardeşimize, arkadaşımıza... Açamadığımız sırları onunla paylaşırız. Ömür boyu süren hayat yolculu- ğumuzda yanımızda en çok bulunacak kişi odur. Sarayımızı, köşkümüzü, evimizi, yuvaya dönüştüren, yaşanabilir hale getiren onun varlığıdır. Yatağımızı, yorganımızı ömür boyu paylaştığımız tek kişi eşimizdir; Onunla göğüs gereriz tüm zorluklara, onunla atarız yuvamızın temelini! Bize geleceğe taşıyacak, biz öldükten sonra adımızı yaşatacak, istikbalde bizi temsil edecek, soyumuzu devam ettirecek nesiller ancak onunla mümkün olur.