Kemal Tahir, 1968 yılında Devlet Ana romanıyla Türk Dil Kurumu Roman Ödülü’nü aldığında da, eserleri ve düşüncesiyle Türk edebiyatı tartışmalarına yön verdiğinde de romancı kimliğini ispatlamış, edebiyat ve düşünce dünyamızda ne denli önemli bir yer edindiğini göstermiştir. Eserlerinin ve kişiliğinin bugün dahi yeni araştırmalara konu edilmesi ve sürekli bir ilginin odağında olması, zamanını aşan bir yazar olarak edindiği yeri, uzun süreler daha
koruyacağını göstermektedir.
Yüz Bin Çiçek Saksısına Bakan On Adam adlı bu eser de, okuru, Kemal Tahir’in henüz büyük eserlerini vermediği gençlik yıllarına, gazetecilik dönemine, 1930’ların edebiyat ortamına ve İstanbul’una götürürken, zamanını aşan yazarın romancı hassasiyetinin temellerinin nasıl atıldığına, edebiyat dilinin kuruluşuna ve gazeteciliğine dair önemli tanıklıklar sunuyor.
Kemal Tahir’in, henüz genç yaslarında, 1938 Donanma Davası neticesinde cezaevine girmesinden hemen önce, basın tarihimizin önemli gazetelerinden biri olan Son Posta’da muhabir olarak çalışırken, devrin önemli isimleriyle yaptığı dizi röportajlardan, İstanbul’a ve İstanbul’un toplumsal yaşantısına dair yazdığı yazılardan oluşan bu eser, Kemal Tahir külliyatına önemli katkılar yapmanın yanında, yazarın ve eserlerinin bütünlüklü bir şekilde görülmesini sağlayacaktır.
Kemal Tahir, 1968 yılında Devlet Ana romanıyla Türk Dil Kurumu Roman Ödülü’nü aldığında da, eserleri ve düşüncesiyle Türk edebiyatı tartışmalarına yön verdiğinde de romancı kimliğini ispatlamış, edebiyat ve düşünce dünyamızda ne denli önemli bir yer edindiğini göstermiştir. Eserlerinin ve kişiliğinin bugün dahi yeni araştırmalara konu edilmesi ve sürekli bir ilginin odağında olması, zamanını aşan bir yazar olarak edindiği yeri, uzun süreler daha
koruyacağını göstermektedir.
Yüz Bin Çiçek Saksısına Bakan On Adam adlı bu eser de, okuru, Kemal Tahir’in henüz büyük eserlerini vermediği gençlik yıllarına, gazetecilik dönemine, 1930’ların edebiyat ortamına ve İstanbul’una götürürken, zamanını aşan yazarın romancı hassasiyetinin temellerinin nasıl atıldığına, edebiyat dilinin kuruluşuna ve gazeteciliğine dair önemli tanıklıklar sunuyor.
Kemal Tahir’in, henüz genç yaslarında, 1938 Donanma Davası neticesinde cezaevine girmesinden hemen önce, basın tarihimizin önemli gazetelerinden biri olan Son Posta’da muhabir olarak çalışırken, devrin önemli isimleriyle yaptığı dizi röportajlardan, İstanbul’a ve İstanbul’un toplumsal yaşantısına dair yazdığı yazılardan oluşan bu eser, Kemal Tahir külliyatına önemli katkılar yapmanın yanında, yazarın ve eserlerinin bütünlüklü bir şekilde görülmesini sağlayacaktır.