“Hızlı akan ve güçlü kurgusuyla okuru kendine bağlamayı başaran bir başyapıt.”
-Vladimir Nabokov
Rus edebiyatının hem ilk psikolojik hem de ilk büyük romanı olan Zamanımızın Bir Kahramanı çağımızın başyapıtlarından. Yirmi yedi yaşında, bir düelloda yaşamını yitiren ve çağının önde gelen şairlerinden olan Lermontov’un Dostoyevski ve Tolstoy gibi ustaları da etkileyen eseri yalnızca Rusya’nın en büyük antikahramanlarından biri değil ayrıca edebiyat tarihinin de en önemli Byronik kahramanlarından biri olan subay Peçorin’in maceralarını anlatıyor.
“Zamanımızın Bir Kahramanı, merhametli beylerim benim, kesinlikle bir portredir, ancak tek bir insanın portresi değil: Bu, bizim, gelişiminin zirvesindeki bütün kuşağımızın kusurlarından imal edilmiş bir portredir. Şimdi bana tekrar, bir insanın böyle fena olamayacağını söyleyeceksiniz; ben de size diyeceğim ki, bütün trajik ve romantik canilerin var olabileceğine inanıyorsunuz da, Peçorin’in gerçek olduğuna mı inanmıyorsunuz? Çok daha korkunç ve çirkin birilerinin zihninden çıkmış olanlara hayrandınız da, kendisi de birinin zihninden çıkmış bu karakter niye merhametinizi kazanmıyor? Onda sizin arzu ettiğinizden daha çok hakikat olduğundan mı yoksa?”
“Hızlı akan ve güçlü kurgusuyla okuru kendine bağlamayı başaran bir başyapıt.”
-Vladimir Nabokov
Rus edebiyatının hem ilk psikolojik hem de ilk büyük romanı olan Zamanımızın Bir Kahramanı çağımızın başyapıtlarından. Yirmi yedi yaşında, bir düelloda yaşamını yitiren ve çağının önde gelen şairlerinden olan Lermontov’un Dostoyevski ve Tolstoy gibi ustaları da etkileyen eseri yalnızca Rusya’nın en büyük antikahramanlarından biri değil ayrıca edebiyat tarihinin de en önemli Byronik kahramanlarından biri olan subay Peçorin’in maceralarını anlatıyor.
“Zamanımızın Bir Kahramanı, merhametli beylerim benim, kesinlikle bir portredir, ancak tek bir insanın portresi değil: Bu, bizim, gelişiminin zirvesindeki bütün kuşağımızın kusurlarından imal edilmiş bir portredir. Şimdi bana tekrar, bir insanın böyle fena olamayacağını söyleyeceksiniz; ben de size diyeceğim ki, bütün trajik ve romantik canilerin var olabileceğine inanıyorsunuz da, Peçorin’in gerçek olduğuna mı inanmıyorsunuz? Çok daha korkunç ve çirkin birilerinin zihninden çıkmış olanlara hayrandınız da, kendisi de birinin zihninden çıkmış bu karakter niye merhametinizi kazanmıyor? Onda sizin arzu ettiğinizden daha çok hakikat olduğundan mı yoksa?”