Müslümanın boşa akıp gidecek bir ‘an’ı dahi yoktur. Her anımıza değer ve anlam yüklemiş bir Rabbin kudretini üzerimizde hissediyoruz. Tek yapmamız gereken görmek ile bakmak arasındaki farkı ayırabilmek.
Zamanı herkes yaşayarak idrak ediyor, fırsatları ise ancak bakanlar, bakmayı bilebilenler yakalayabiliyor. İnsan, hayatındaki her şeye zamanla ulaşır. Fakat hayatındaki her şeyi feda edecek olsa, bir saniyesini dahi geri getiremez. Vakit, elzem olana bile yetmezken gereksiz olanla onu tüketmek nasıl mümkün olabilir. Zamanın bir sahibi vardır ve O’nun dediği olur. İçini çok şeyle dolduran değil, din terazisinin ölçüsü ile uyumlu işler yapanlar kazanmıştır. İnsanoğlunun en çok aldandığı iki nimetten biri de zamandır.
Müslümanın boşa akıp gidecek bir ‘an’ı dahi yoktur. Her anımıza değer ve anlam yüklemiş bir Rabbin kudretini üzerimizde hissediyoruz. Tek yapmamız gereken görmek ile bakmak arasındaki farkı ayırabilmek.
Zamanı herkes yaşayarak idrak ediyor, fırsatları ise ancak bakanlar, bakmayı bilebilenler yakalayabiliyor. İnsan, hayatındaki her şeye zamanla ulaşır. Fakat hayatındaki her şeyi feda edecek olsa, bir saniyesini dahi geri getiremez. Vakit, elzem olana bile yetmezken gereksiz olanla onu tüketmek nasıl mümkün olabilir. Zamanın bir sahibi vardır ve O’nun dediği olur. İçini çok şeyle dolduran değil, din terazisinin ölçüsü ile uyumlu işler yapanlar kazanmıştır. İnsanoğlunun en çok aldandığı iki nimetten biri de zamandır.