“Nepalli Gurka’nın hançeriyle Everest’in buzullarına dokundum. Afrika’nın yağmurunda ıslandım. Aslanın soluğuna katıldım. Kokularına karıştım haşlanan etlerin Masai köylerinde, yağmuru kadınların kolyelerine yağdırdım. Çocuklarla koştum yanardağların arasında onlara şiir yazdım, lavları kışkırttım kıyameti kopardım. Kuzey ışıklarına küstüm, arkamı dönüp Gümüş Sırt’ın peşine takıldım. Sahra’nın kumları gecenin uykusunu bölerken kan lekesinden kırmızı mürekkep balığı oldum. Davullar çaldım, ziller çaldım, boncuklar taktım taştan tahtadan. Hırsımdan ağladım, tokluğumdan utandım. Okyanus dalgaları döverken Kuzey Afrika’yı, ben buğulu camın ardında, Ummanlı küçük kızın gözlerinden güç aldım.”
“Nepalli Gurka’nın hançeriyle Everest’in buzullarına dokundum. Afrika’nın yağmurunda ıslandım. Aslanın soluğuna katıldım. Kokularına karıştım haşlanan etlerin Masai köylerinde, yağmuru kadınların kolyelerine yağdırdım. Çocuklarla koştum yanardağların arasında onlara şiir yazdım, lavları kışkırttım kıyameti kopardım. Kuzey ışıklarına küstüm, arkamı dönüp Gümüş Sırt’ın peşine takıldım. Sahra’nın kumları gecenin uykusunu bölerken kan lekesinden kırmızı mürekkep balığı oldum. Davullar çaldım, ziller çaldım, boncuklar taktım taştan tahtadan. Hırsımdan ağladım, tokluğumdan utandım. Okyanus dalgaları döverken Kuzey Afrika’yı, ben buğulu camın ardında, Ummanlı küçük kızın gözlerinden güç aldım.”