Zihniyet ve Din derlemesi, Kültür ve Din, Kimlik ve Din derlemelerinden sonra Umran Üçlemesi'nin üçüncü kitabı olarak okuyucuya ulaşıyor.
“Umran Üçlemesi” isimlendirmesi, hem İbn Haldun'la başlayan geleneğe atıf ve mütevâzi bir katkı olarak görüldüğü için, hem de sosyoloji/din sosyolojisinin ana konularına değindiği için benimsendi.
Zihniyet ve Din, kapağındaki “çok sayıda valiz” teması, çoklu zihniyetlere/dünya görüşlerine/referans sistemlerine ve bununla bağlantılı olarak sahip/dâhil olduğumuz “kültürel bagajları” yansıtması bakımından tercih edildi.
Zihniyet ve din ilişkisi gündeme geldiğinde, iktisadi ahlak ve din bağlamında sadece Ülgenerci çizginin akla gelmesi -hatta Ülgener'in açtığı yolun sürdürülememesi- bu çalışmanın hareket noktasını oluşturuyor. Çünkü zihniyet ve din ilişkisinin bağlamları, iktisat dışındaki tarih, hukuk, medya, gençlik ve dini grupları ele almayı gerektirdiği gibi, zihniyet ve din ilişkisinin günümüz küreselleşme ve postmodernizm süreçleriyle bağlantılı olarak disiplinlerarası boyutları, ayrıntılı bir değerlendirmeyi gerektiriyor.
Her biri olayları farklı bir biçimde “gören” ve toplumsal yapıda kendi bakış açısını diğer grupların paylaşmasını isteyen zihniyetler, farklı referans sistemlerinin yansımasıdır. Bu bağlamda bir dünya görüşünün taşıyıcısı olan zihniyet, gerçeğin bir açıklamasını verir, kendine göre bir anlam muhtevası ve referans çerçevesi sunar. Zihniyet, dünya görüşünü de belirleyen öğeler karşısında tutumlar üretir. Bir toplumsal grubun örtük referans sistemi olan zihniyeti, toplumsal yaşamda edinilmiş tecrübeler, davranış kalıpları ve alışkanlıkları olan değişik gruplara katılımı biçimlendirir. Toplumsal yapılardaki “gömülü” bakış açıları arasındaki zımni çatışma ve gerilim, toplumsal yaşamın temellerinden birisini oluşturur.
Zihniyet ve din ilişkisi bağlamında hukukun, iktisadın, ideolojinin ve dini yapıların “karşılaşma”, “meydan okuma” ve “yüzleşme” süreçlerinin çok yönlü ve girift yapısını, farklı açılardan ve disiplinlerarası bir yaklaşımla analiz etmek amacıyla kaleme alınan on üç makale, bize, “bizi” anlatıyor ve kendimizle “yüzleşmeye” davet ediyor.
Zihniyet ve Din derlemesi, Kültür ve Din, Kimlik ve Din derlemelerinden sonra Umran Üçlemesi'nin üçüncü kitabı olarak okuyucuya ulaşıyor.
“Umran Üçlemesi” isimlendirmesi, hem İbn Haldun'la başlayan geleneğe atıf ve mütevâzi bir katkı olarak görüldüğü için, hem de sosyoloji/din sosyolojisinin ana konularına değindiği için benimsendi.
Zihniyet ve Din, kapağındaki “çok sayıda valiz” teması, çoklu zihniyetlere/dünya görüşlerine/referans sistemlerine ve bununla bağlantılı olarak sahip/dâhil olduğumuz “kültürel bagajları” yansıtması bakımından tercih edildi.
Zihniyet ve din ilişkisi gündeme geldiğinde, iktisadi ahlak ve din bağlamında sadece Ülgenerci çizginin akla gelmesi -hatta Ülgener'in açtığı yolun sürdürülememesi- bu çalışmanın hareket noktasını oluşturuyor. Çünkü zihniyet ve din ilişkisinin bağlamları, iktisat dışındaki tarih, hukuk, medya, gençlik ve dini grupları ele almayı gerektirdiği gibi, zihniyet ve din ilişkisinin günümüz küreselleşme ve postmodernizm süreçleriyle bağlantılı olarak disiplinlerarası boyutları, ayrıntılı bir değerlendirmeyi gerektiriyor.
Her biri olayları farklı bir biçimde “gören” ve toplumsal yapıda kendi bakış açısını diğer grupların paylaşmasını isteyen zihniyetler, farklı referans sistemlerinin yansımasıdır. Bu bağlamda bir dünya görüşünün taşıyıcısı olan zihniyet, gerçeğin bir açıklamasını verir, kendine göre bir anlam muhtevası ve referans çerçevesi sunar. Zihniyet, dünya görüşünü de belirleyen öğeler karşısında tutumlar üretir. Bir toplumsal grubun örtük referans sistemi olan zihniyeti, toplumsal yaşamda edinilmiş tecrübeler, davranış kalıpları ve alışkanlıkları olan değişik gruplara katılımı biçimlendirir. Toplumsal yapılardaki “gömülü” bakış açıları arasındaki zımni çatışma ve gerilim, toplumsal yaşamın temellerinden birisini oluşturur.
Zihniyet ve din ilişkisi bağlamında hukukun, iktisadın, ideolojinin ve dini yapıların “karşılaşma”, “meydan okuma” ve “yüzleşme” süreçlerinin çok yönlü ve girift yapısını, farklı açılardan ve disiplinlerarası bir yaklaşımla analiz etmek amacıyla kaleme alınan on üç makale, bize, “bizi” anlatıyor ve kendimizle “yüzleşmeye” davet ediyor.