Ben bir köylü çocuğuyum...
Yemeğimi ortadaki bir tencereden, sofradaki insanlarla paylaştım. Onun için paylaşmayı ve zamanında sofrayı terk ederek yeniden yola koyulmayı büyüklerimden öğrendim.
Bu memleket bana çok şey verdi. Öncelikle onurlu yaşamanın sırlarını köyümden ve türk insanından öğrendim.
Laik, parlamenter demokrasiyi ve Atatürk İlkelerini değerli öğretmenlerim ve idealist dostlarımla geliştirdik.
Sanayici olmanın tüm zorluklarını biliyorum. Zengin olmak için elime geçen fırsatları reklam yapmadan layik olanlarla paylaştım.
Aldığım her görevin altına, o sorumluluğu taşıyabileceğime inandığım zaman girdim. İnanmadığım hiçbir şeye hatır ve olanaklarım için "evet" demedim.
Çalıştığım hiçbir kişinin bilerek haklarını yemedim.
Çalıştığım hiçbir kurum ve kuruluşa bilerek zarar vermedim. Babamın bir önerisine hep sadık kaldım. Rahmetli babam Hasan Baydur bana ölümünden önce şu öğüdü yazmıştı;
Devlet memuru olma,
Politikaya girme,
Emanete ihanet etme,
Doğru, yanlış bilemem ama ben böyle yaşadım.
Ben bir köylü çocuğuyum...
Yemeğimi ortadaki bir tencereden, sofradaki insanlarla paylaştım. Onun için paylaşmayı ve zamanında sofrayı terk ederek yeniden yola koyulmayı büyüklerimden öğrendim.
Bu memleket bana çok şey verdi. Öncelikle onurlu yaşamanın sırlarını köyümden ve türk insanından öğrendim.
Laik, parlamenter demokrasiyi ve Atatürk İlkelerini değerli öğretmenlerim ve idealist dostlarımla geliştirdik.
Sanayici olmanın tüm zorluklarını biliyorum. Zengin olmak için elime geçen fırsatları reklam yapmadan layik olanlarla paylaştım.
Aldığım her görevin altına, o sorumluluğu taşıyabileceğime inandığım zaman girdim. İnanmadığım hiçbir şeye hatır ve olanaklarım için "evet" demedim.
Çalıştığım hiçbir kişinin bilerek haklarını yemedim.
Çalıştığım hiçbir kurum ve kuruluşa bilerek zarar vermedim. Babamın bir önerisine hep sadık kaldım. Rahmetli babam Hasan Baydur bana ölümünden önce şu öğüdü yazmıştı;
Devlet memuru olma,
Politikaya girme,
Emanete ihanet etme,
Doğru, yanlış bilemem ama ben böyle yaşadım.